Eğitim-Sen Amasya Şube Yürütme Kurulu pandemi kurallarına uygun olarak basın mensuplarına açıklamada bulundu.

Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Mustafa Ölgün “İktidar ve MEB salgın karşısında sürekli hazır olduklarını, gerekli önlemleri aldıklarını iddia ederken, okulların açılmasına sayılı günler kala hangi somut önlemlerin alındığı belli değildir. Türkiye’de okulların fiziki donanım ve alt yapısı uzun süredir yetersizdir ve okulların önemli bir bölümünde yaşanan temizlik sorunları çözülmemiştir” dedi.

Ölgün açıklamasına şu ifadeler ile devam etti; “Dünya genelinde bütün eğitim kademelerinde bir buçuk milyarın üzerinde öğrencinin eğitim yaşantısı pandemiden kaynaklı olağan akışının dışına çıkmış, eğitim alanında da bir kriz yaşanmaya başlanmış, geleneksel yüz yüze eğitim ortamlarından zorunlu olarak uzaklaşılmıştır.
Eğitim Sen olarak sürecin başından itibaren eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini ısrarla vurgularken, uzaktan eğitimin var olan eşitsizlikleri daha da derinleştireceğini belirtmekteyiz. Yüz yüze eğitime geçilmesi için salgının belirli oranda bastırılması, okullarda sağlık riski oluşmasını engelleyecek gerekli tüm önlemlerin alınmasını ve okulların tam güvenli olarak açılması gerektiğini ısrarla vurgulamaktayız. MEB, yaptığımız tüm uyarılara rağmen yüz yüze eğitim içinde, uzaktan eğitim içinde gerekli hazırlıkları yapmamıştır.
MEB’in bugüne kadar öğrenci ve velilerin endişelerini giderecek, güven verici açıklamalar yapmaktan kaçınması, endişe ve kafa karışıklığını daha arttırmıştır. MEB, okulların eğitim öğretime hazır hale getirilmesi konusunda sorumluluk almaktan ısrarla kaçınırken, bütün sorumluluğu eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin üstüne yıkmak istemesini kabul etmediğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Sağlıkla ilgili gerekli önlemlerin alınması için gerekli adımlar atılmadan, yeterli altyapı hazırlıkları yapılmadan, eğitimin güncel ihtiyaçları açısından ek bütçe talepleri yerine getirilmeden atılacak her adım, sadece eğitim emekçileri ve öğrencilerimiz açısından değil, tüm ülke açısından salgın riskinin daha da büyümesine neden olacaktır.
Türkiye'de okulları açmayı planlarken, özel okul ve devlet okulları için farklı uygulamaların gündeme gelmesi, okullar ve öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirecektir. Bazı özel okullarda 8. ve 11. sınıflarda yüz yüze eğitime başlamıştır. Özel okullar yüz yüze eğitime geçerken, MEB’in gerekli hazırlıkları yaparak bunu başaramaması kabul etmek mümkün değildir.”
“EĞİTİM KURUMLARININ İHTİYAÇLARI İÇİN EK BÜTÇE OLUŞTURULMALI”
Eğitim Sen olarak önerilerini paylaşmak istediklerini kaydeden Ölgün; “ Öğrencilerin eğitim ve yaşam hakkı bir bütündür. Öğrencilerin, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığını, yaşamını güvenceye almadan eğitim hakkının güvenceye alınması mümkün değildir.
Öğrencilerin okula gelip giderken kullandıkları ulaşım araçları önemli oranda sağlık riski oluşturmaktadır. Bu riski ortadan kaldırmak için öğrencilerimiz ve bütün eğitim emekçileri için ücretsiz servis olanağı sağlanmalıdır.
Okullar açılmadan önce fiziksel mesafe ve hijyen planlaması yapılmalıdır. Devlet okullarında bir sınıfta en fazla 12 öğrenci olacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.
Taşımalı eğitime son verilerek, köy okulları yeniden eğitime açılmalıdır.
Atıl kamu binalarında düzenleme yapılarak buralardan derslikler oluşturulmalıdır.
Okulların çoğunda temizlik ve hijyen sorunu yaşanmaktadır. MEB’nın bu sorunları ortadan kaldırmak için kaynak ayırmaması ve okulların da kendi bütçesi olmadığı için bu konularda sorunlar yaşanması kaçınılmazdır. Eğitimin ihtiyaçlarının karşılanması için ek bütçe oluşturulmadan atılacak her adımın riski daha da büyütmekten başka bir sonuç vermeyeceği bilinmelidir. Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçları salgın koşullarına göre yeniden güncellenmeli ve bu ihtiyaçların giderilmesi için ek bütçe oluşturulmalıdır.
Bütün eğitim kurumlarında sağlık birimleri oluşturulmalı, yeterli sayıda doktor ve hemşire görevlendirilmelidir.
Bütün eğitim kurumlarının maske, dezenfekten, temizlik ve hijyen malzemeleri ücretsiz karşılanmalıdır.
Okullarda temizlik ve hijyen işlerinde çalışacak personel açıkları kadrolu atama ile karşılanmalı, hijyen ve salgınla mücadele konusunda eğitim almaları sağlanmalı ve salgına karşı koruyucu ekipmanla donatılmaları sağlanmalıdır.
Bilim insanlarının önerileri doğrultusunda okulların yüz yüze açılmasına karar verilmesi durumunda eğitim emekçilerine ve öğrencilere ücretsiz test ve aşı yapılmadır.
Uygun koşullar sağlandığında yüz yüze eğitim için önemli oranda öğretmen ihtiyacı olacaktır. Yeterli sayıda öğretmen ataması kadrolu, güvenceli olarak yapılmalıdır.
Öğrencilerimize ve öğretmenlere uzaktan eğitim için gerekli internet, teknik destek, bilgisayar veya tablet ücretsiz olarak verilmelidir” diye konuştu
“HAKLARIMIZA VE GELECEĞİMİZE BİRLİKTE SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Pandemi sürecinin ekonomik kriz koşullarını daha da derinleştirmesi, sadece sağlığımızı kaybetme riskini arttırmamış, aynı zamanda bizler açısından ciddi hak kayıplarını gündeme getirmiştir diyen Ölgün; “Maaşlarımızda yaşanan erime yetmiyormuş gibi, MEB’in eğitimin bütün yükünü öğretmenlere yıkmak istemesi, öğretmenleri fiilen ek ders alamaz hale getirmiştir.
Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan öğretmenleri, eğitim ve bilim emekçilerini mesleğine ve haklarına yönelik saldırılara, ekonomik krizin faturasının sırtımıza yıkılmasına karşı birlikte mücadele etmeye, haklarımıza ve geleceğimize birlikte sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Yaşadığımız tüm olumsuzluklara, işimize, ekmeğimize, geleceğimize ve öğrencilerimizin eğitim hakkına yönelik ağır tehdit ve saldırılara, hukuksuz ihraç politikalarına karşı; öğrencilerimizin eğitim hakkı, mesleki saygınlığımız, öğretmenliğin uluslararası standartlara uygun, bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki, özlük ve demokratik taleplerinin karşılanması için mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu