19 Mart 2025 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması, Türkiye'de siyasi tansiyonu yükseltirken, ekonomik göstergelerde de belirgin olumsuz etkiler gözlendi.
Piyasalar ve Döviz Kuru:
Bu siyasi gelişmenin hemen ardından, Türk lirası ABD doları karşısında %12,7 değer kaybederek 1 dolar = 42 TL seviyesine geriledi. Bu, liranın şimdiye kadar gördüğü en düşük seviye olarak kaydedildi. Ayrıca, BIST-100 endeksi haftalık bazda %15 düşüş yaşayarak 2008 küresel finans krizinden bu yana en sert düşüşünü gerçekleştirdi.
Merkez Bankası Müdahaleleri:
Türk lirasındaki sert değer kaybını durdurmak amacıyla Merkez Bankası, 10 milyar dolar tutarında döviz satışı gerçekleştirdi. Ayrıca, repo ihalelerini durdurarak gecelik borç verme faiz oranını %46'ya yükseltti. Bu adımlar, piyasaları sakinleştirmeyi hedeflese de, liranın değer kaybını engellemekte yetersiz kaldı.
Tahvil ve Hisse Senetleri:
Türkiye'nin dolar cinsinden devlet tahvilleri ve banka hisseleri de ciddi değer kayıpları yaşadı. Özellikle, 2045 vadeli dolar tahvili 1,6 sent düşüş gösterdi. Mavi çipli hisse senetleri yaklaşık %6 oranında geriledi. Bu durum, yatırımcıların siyasi belirsizlikler nedeniyle Türkiye piyasalarından uzaklaştığını gösteriyor.
Ekonomik Beklentiler:
Siyasi belirsizlikler, ekonomik politikaların öngörülebilirliğini azaltarak yatırımcı güvenini zedeliyor. Bu durum, enflasyonla mücadele ve mali disiplin çabalarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu düşürme olasılığı, borçlanma maliyetlerini artırarak ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyebilir.
Sonuç olarak, 19 Mart'ta yaşanan siyasi gelişmeler, Türkiye ekonomisinde ciddi dalgalanmalara yol açmıştır. Piyasaların istikrar kazanması için siyasi tansiyonun düşürülmesi ve güven artırıcı ekonomik politikaların uygulanması kritik önem taşımaktadır.