Amasya Adliyesi Baro Başkanlığı tarafından " Baroların yapılarının ve seçim sistemlerinin değiştirilmesi girişimi " hakkında eş zamanlı basın açıklaması düzenlendi.

Amasya Barosu Yönetim Kurulu adına açıklamada bulunan Baro Başkanı Avukat Melik Derindere; Bir süredir Kamuoyunu meşgul eden Baroların yapısını ve seçim sistemlerini değiştirmeye yönelik Yasa değişikliğine ilişkin tartışmalarını endişe ve hayretle izlemekteyiz. Dünya'da ve ülkemizde yaşanmakta olduğu Pandemi süreci nedeniyle gerek toplumsal gerekse mesleki sorunların zirve yaptığı bir dönemde böylesi bir konunun tartışma yapılarak Avukatlara ve Barolara sorulmadan bir düzenleme iradesi gösterilmiş olması karşısında, Baroların temsilcileri olarak Baro Başkanları'nın yapmış oldukları 19 Mayıs 2020 ve 1 Haziran 2020 açıklamaları ile Siyasal Muhataplarımıza bu teklifin geri çekilmesi, sonrasında Mesleğin birikmiş sorunları da dahil olmak üzere tüm sorunların çözümü için müzakereye ve konuşmaya hazır olduğumuzu ifade etmiştik. Ancak geçen zaman içerisinde Yasa değişikliği irade ve düşüncesinde bir gerileme olmadığını, görsel ve yazılı basına yansıyan haber ve bilgilerden anlamaktayız” dedi
Avukatlık mesleğinin yıllara matuf biriken sorunları ile pandemi sürecinde ilave daha da artan sorunların çözümsüzlüğü, yargılama da savunmanın giderek zayıflaması ve bu gerçekliğin Adalete erişim ve adalete olan güveni daha da aşağı çektiğini belirten Derindere;”bunun ise ülkenin BEKAASINI direkt olarak etkilediği düşünüldüğünde, bu konuların çözümü yerine, Baroların yapısının ve seçim sistemlerinin konuşulması sorunları artırdığı gibi, böylesi bir düzenlemenin yasalaşması, BAROLARIN SİYASİ GRUPLARIN ETKİSİ ALTINA GİRMESİNE VE BAROLAR ELİYLE YARGININ SİYASALLAŞMASINA NEDEN OLACAĞI GİBİ KİMSENİN İSTEMEDİĞİ VE ÖNGÖREMEDİĞİ SONUÇLARIN DOĞMASINI DA KAÇINILMAZ HALE GETİRECEKTİR.
Adaleti adalet yapan tüm ilkelerin felsefesi insan onuru ise insan onurunun yeryüzünün güçlerine karşı teminatı da avukatlardır ve devletin temeli olan adaletin sağlanması için inşa edilen binalar, içinde bağımsız barolar ve avukatlar olmadığı zaman bir infazhaneden farksız olacaktır.
Çünkü Barolar ve avukatlar hak arama hürriyetinin başlangıcıdır.
Barolar, avukatı gelmeden hiçbir görevlinin ifadesini alamayacağı çocukların hemen yanıbaşındadır.
Barolar; artık süreci yaygın bir katliama dönmüş kadın cinayetlerinde tüm duruşma salonlarındadır.
Barolar; bir avukat görevlendirmeye ekonomik gücü yetmeyen her bireyin bir telefon uzağındadır.
Barolar; Kazdağları'nın, Salda'nın, Cerattepe'nin ve yok edilmeye çalışılan tüm ormanların kök saldıkları topraklarda, Amasya'da yaşamı bitirecek Termik santralin karşısındadır.
Barolar; herkesin üzülmekten başka bir şey yapmadığı hayvanların haklarını inadına adalet saraylarında haykırandır.
Barolar; hukuk devletinin ve hak arama özgürlüğünün yılmaz savunucuları, haksızlık kimden gelirse gelsin ve kime yönlenirse yönlensin hiçbir ayırım gözetmeksizin haksızlığın karşısında haklının yanında yer alan ve evrensel hukuk ilkelerini kendine varlık sebebi yapmış tarihi kurumlardır. Bu nedenle baroların susturulması sadece avukatların değil, çocukların, kadınların, ağaçların, yaşamın, adalete erişimde dezavantajlı tüm grupların ve istisnası olmadan herkesin susturulmasıdır. Baroların parçalanması, siyasallaştırılması, hukuk devletinin yok edilmesi ve ülkemizde insan onurunun güvencesi olan tüm kalelerin yıkılmasıdır.
O nedenledir ki; Baroların ve Avukatların susturulmasına neden olacak tüm girişimleri reddediyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk ve Arkadaşlarının 101 Yıl önce yazdıkları Amasya Genelgesinde nasıl “.Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracak.” denmişse, Biz Amasya Barosu Avukatları olarak; “AVUKATLARIN GELECEĞİNİ, YİNE AVUKATLARIN AZİM VE KARARLILIĞI KURTARACAKTIR” diyor, eylem planımızı aşağıdaki gibi paylaşıyoruz;
1-Eylemlik sürecine başlama yönündeki irademizi ilk olarak bugün yapmakta olduğumuz açıklama ile somutlaştırmak, 2-Bu süreçte tarihi sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla Türkiye Barolar Birliğini olağanüstü toplantıya davet etmek üzere Yönetim kuruluna başvuruda bulunulması,
3-19 Haziran 2020 tarihinde Baro Başkanlarınca kendi illerinden Ankara istikametine doğru “savunma” yürüyüşü başlatılması,
4-Olağanüstü toplantı talep sahibi Baro başkanlarının bu taleplerini Türkiye barolar birliğine fiziki olarak elden teslim etmesi,
5-21 Haziran Pazar günü Ulusal Gazetelerde İlan verilmek suretiyle teklifin yasalaşması halinde vatandaşın uğrayacağı hak kayıplarının anlatılması,
6-Bu süreçte sosyal medyanın etkileşim gücü değerlendirilerek kamuoyunu aydınlatmaya yönelik çalışmalar yapılması,
7-Teklifi komisyona geldiği gün Baro Başkanlarınca TBMM yolunda “DURAN BAŞKAN” eylemi yapılması,
8-Teklifin yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi'nde İptal davası açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çalışma yapılması,
9-Açılan davanın Anayasa Mahkemesi'nde görüşülmesi sırasında “Son Nöbet” Adı altında nöbet tutulması.En derin saygılarımızla kamuoyu ile paylaşıyoruz” diye konuştu