Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Mustafa Ölgün” Eğitim Sen, eğitim ve bilim emekçilerinin, öğrencilerimizin hakları ve sağlığı için mücadele etmeye aralıksız devam edecek” dedi.

Ölgün; “Öğretmenler açısından en anlamlı ve özel günler kuşkusuz öğrencileri ile yeniden buluştukları, okul koridorlarının ve bahçelerinin öğrencilerin gülüşleri ile yankılandığı okulun ilk günleridir. Bu yıl, diğer yıllardan farklı olarak, okulları öğrenciler olmadan uzaktan açıyoruz. Öğretmenler açısından, uzaktan da olsa, öğrencilerle bir araya geldiğimiz bugün oldukça anlamlı. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak tüm öğretmenlerimize ve öğrencilerimize başarılı ve sağlıklı bir yıl dileriz. Umarız kısa sürede okullar tam güvenli şekilde açılır ve yüz yüze eğitime başlayabiliriz” dedi

Hafta sonu Milli Eğitim Bakanı'nın yaptığı talihsiz açıklamalar ülke gündeminin en üst sıralarında yer aldı diyen Ölgün; “Öğretmenlerin ücretlerini yük olarak görmesi, vaka görülen okulların açıklanmasını “istismar” olarak değerlendirmesi ve uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrencilere dağıtılacak 17 kitaplık bir seti soruna çözüm gibi sunmaya çalışmasıyla yaptıkları açıklamalar tam anlamıyla malumun ilanı olarak kabul edilebilir.

Malum olan neydi? Milli Eğitim Bakanı'nın eğitimi kamusal bir hizmet olarak değil de piyasanın kullanacağı bir enstrüman olarak görmesiydi. Öğretmenlerin ücretleri için bütçenin üzerinde “yük” demesi, aslında bu yükün hafifletilmesi gerektiğini düşünmesinden kaynaklanıyor. Bu bakış açısından dolayı yaptığı açıklamalar bir dil sürçmesi veya bir yanlış anlamanın/anlatmanın çok ötesinde var olanın sözcüklere dökülmesiydi. Öğretmenler başta olmak üzere hiç kimse ücretlerde kesinti yapılacak kaygısına kapılmasın, çünkü Eğitim Sen var. Eğitim Sen; öğretmenlerin, eğitim ve bilim emekçilerinin haklarının güvencesidir.

Milli Eğitim Bakanı, vaka görülen okul isimlerinin Eğitim Sen tarafından açıklanmasını “istismar zemini yaratmak” olarak tanımlıyor. Soruyoruz; kim, neyi istismar edecek? Bir an önce okullar tüm önlemler alınarak açılsın diyen öğretmenler ve onların sendikası Eğitim Sen'in kaygısı, öğrencilerimizin eğitim hakkı ve tüm halkımızın sağlığıdır. MEB de Sayın Bakan da sorumluluklarını ve görevlerini yerine tam anlamıyla getirmemeyi meşrulaştıramaz. Okulların, bütçe ve personel sıkıntısı nedeniyle, salgına karşı tam güvenli hale gelmemesinde sorumluluğu bulunanların bizlere dönük suçlama değil açıklama yapması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Eğitim Sen'in, okul isimlerini kamusal sorumluğu nedeniyle açıkladığını kaydeden Ölgün; “ İsmi açıklanan okullarda yerel yöneticilerin gerekli tüm önlemleri alması, yine bu kurumlarda çalışan eğitim emekçilerinin sağlığıyla ilgili önlem alınması ve bu süreçlerin tüm kamuoyu tarafından takip edilebilmesi gerekmektedir. Eğitim Sen, salgınla tam anlamıyla mücadele edebilmek ve salgının üstesinden gelebilmek için şeffaflık, bilgi paylaşımı ve ortak aklın zorunlu olduğuna ilk günden bu yana vurgu yapmaktadır. Bu sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğimizin bilinmesi gerekmektedir.

Sayın Bakan uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrenciler için yaptıklarını sıralarken de malumu ilan etmiş ve eğitimde eşitliğin MEB için çokta yaşamsal olmadığını göstermiştir. MEB, uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrencilerin koşullarını iyileştirmek ve yoksullukla mücadele etmek yerine yoksulluğun sürdürülmesini ve kabul edilebilir hale getirilmesini hedeflemektedir. Bu bakış açısını kabul etmemiz mümkün değildir.

Eğitim Sen, eğitim ve bilim emekçilerinin, öğrencilerimizin hakları ve sağlığı için mücadele etmeye aralıksız devam edecektir” şeklinde konuştu.