Eğitim-Bir-Sen (Millî Eğitim Şubeleri) Başkanlar Kurulu Toplantısı Video Konferans Yöntemiyle Yapıldı

Eğitim bir Sen Amasya Şube Başkanı Kerem Camcı, şube başkanlarıyla eğitimcilerin sorunlarını ve çözüm önerilerini değerlendirdiklerini söyledi.

Toplantıda görüşülen konuları açıklayan Şube Başkanı Camcı, uzaktan eğitim sürecinde eğitim çalışanlarının herhangi bir hak kaybına uğramamalarının önemli bir kazanım olduğunu ifade ederek, “Kovid-19 salgın sürecinde hazırladığımız raporlarımız, önerilerimiz ve eleştirilerimiz sayesinde eğitim çalışanlarının birçok sorunu çözüldü. Uygulama içerisinde ortaya çıkan güncel sorunlar da teşkilatımızla yaptığımız istişareler ve taleplerimiz doğrultusunda çözülmeye devam ediyor” dedi.

Uzaktan eğitim ve süreç yönetimi, uzaktan eğitime erişim sorunları, salgının eğitim kurumlarına, çalışanlara yaşattığı sıkıntıların görüşüldüğünü söyleyen Camcı, “Alandan, sahadaki uygulayıcılardan, teşkilatlarımızdan aldığımız, bize iletilen sorunların çözümü için Bakanlık yetkilileriyle gereken görüşmeleri yaptık. Uzaktan eğitim sürecinde ücretli öğretmenlerin, usta öğreticilerin mağduriyetinin önüne geçilmesi, mazeret tayini, öğretmenlerin iller arası yer değişikliği hakkı, atamaları yapıldığı hâlde kararnamesi gönderilmeyen öğretmenlerin göreve başlatılmaları için sendika olarak üzerimize düşeni yerine getirdik. Böylece eğitim çalışanlarının hak kaybına uğramasının önüne geçtik” ifadelerini kullandı.

Öğretmenin sınıfta öğrencisiyle birlikte yer alması ve mesleğin saygınlığının korunması temel hedef olmalıdır

Salgın sürecinde okulların açılması taleplerinin ne kadar doğru ve yerinde bir talep olduğunu gördüklerini belirten Camcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim çalışanlarının saygınlığına, toplumsal konumuna, meslekî yeterliliğine zarar verecek söz ve davranışlardan ısrarla kaçındık. Öğretmenin sınıfta öğrencisiyle birlikte yer alması ve mesleğin saygınlığının korunması temel hedefimiz oldu. Aradan geçen zaman bizim haklılığımızı bir kez daha ortaya koydu. Yüz yüze eğitime yeniden ara verilmiş olsa da toplum, en güvenli yerin okul olduğunu gördü.”

Öğretmenlik Meslek Kanunu ivedilikle çıkarılmalıdır

Camcı, mesleğin hak ettiği şekilde tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlerin statüsünü, toplumsal itibarını yükseltebilecek, haklarda kazanç sağlayacak, çalışma şartlarını iyileştirecek, şiddeti de önleyecek bir içerikle ivedilikle çıkarılması çağrısında bulundu.

Gereken tedbirler alınarak yüz yüze eğitim öncelenmelidir

Uzaktan eğitime erişim sorunlarına da değinen Camcı, “Bilişim altyapısının mevcut durumu ve kırsaldan merkeze doğru öğrenci, öğretmen ve eğitim kurumlarının aynı imkânlara eşit bir biçimde erişemediği dikkate aldığında, bütün eğitimin dijital ortamda yürütülemeyeceği gerçeğinden hareketle, gereken tedbirler alınmak suretiyle yüz yüze eğitime bir an evvel geçilmelidir” şeklinde konuştu.

Hakkaniyete uygun olmayan sözleşmeli öğretmenlik ve benzeri uygulamalara son verilmeli, atamalar kadrolu yapılmalıdır

Aileleri bölen, öğretmenin zihnini ailevi sorunlarla meşgul eden, aynı işi yapanlar arasında sosyal hiyerarşi üreten, hak ve ücretlerde haksızlıklara kapı aralayan, hakkaniyete uygun olmayan ve çalışma barışına halel getiren sözleşmeli öğretmenlik uygulamasıyla ve ucuz işçilikten farksız ücretli öğretmenliğe bir an önce son verilmesi gerektiğini vurgulayan Camcı, “Kamu personel sisteminde kadrolu istihdam esas alınmalı, atamalar kadrolu yapılmalıdır” diye konuştu.

3600 ek gösterge vaadi, tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde bir an evvel yerine getirilmelidir

3600 ek gösterge vaadinin üzerinden uzun bir zaman geçtiğini hatırlatan Camcı, “Cumhurbaşkanlığı eylem planlarına yazılmışken hâlâ somut bir adım atılmamış olması eğitimcileri huzursuz etmektedir. 2023 Eğitim Vizyonu’nda da yer verilen 3600 ek gösterge sözü, tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde ve bir an evvel yerine getirilmelidir” dedi.

Genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının mali ve özlük hakları iyileştirilmelidir

Eğitimin, hizmetlisi, memuru, şefi ve öğretmeniyle bir bütün olduğuna dikkat çeken Camcı, şunları söyledi: “Hizmetli, memur, şeflerimiz başta olmak üzere, tüm genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının alın terinin karşılığı olarak mali ve özlük hakları iyileştirilmeli, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları düzenli olarak yapılmalıdır.”

İş yükü artan eğitimciler filyasyon ve denetim ekiplerinde görevlendirilmemelidir

Eğitimcilerin, iş yükünün arttığı bir süreçte filyasyon ve denetim ekiplerinde görevlendirilmesini doğru bulmadıklarını belirten Camcı, uzaktan eğitim sürecinin yeniden başlaması, eğitim kurumları yöneticilerinin ve öğretmenlerin artan iş yükü, karşı karşıya kaldıkları sağlık riski göz önüne alınarak yönetici ve öğretmenlerin filyasyon ve denetim ekiplerine dâhil edilmemesi gerektiğini kaydetti.

İl içi yer değişikliğinde sıra tayini uygulanmalıdır

“Uzaktan eğitim sürecinde yöneticilerin ve öğretmenlerin üzerlerinde bulunan ders ve ek ders görevleri yapılmış sayılmalıdır” diyen Camcı, “Öğretmenlerimizin il içi yer değişikliği taleplerinin, (mağduriyet oluşturmasını önlemek, adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere) tercihleri itibarıyla hizmet puanı üstünlüğüne göre sıraya konularak norm açığı oluştukça yer değişikliği taleplerinin bu sıraya göre karşılanması konularında Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde düzenleme yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Eğitim kurumu yöneticileri işveren vekili/işveren olarak sorumlu tutulmamalı, mali sorumlulukla karşı karşıya bırakılmamalıdır

Kerem Camcı, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı çerçevesinde eğitim kurumu yöneticilerinin işveren vekili/işveren olarak sorumlu tutulmalarını ve mali sorumlulukla karşı karşıya bırakılmalarını önleyecek bir düzenleme yapılmasının elzem olduğunu dile getirdi.

4688 sayılı Kanun’da bir değişikliğin zamanı gelmiştir

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun kamu görevlilerinin mali, sosyal, özlük haklarının ve çalışma şartlarından kaynaklanan sorunlarının toplu pazarlık masasında çözümü konusunda yetersiz kaldığının görüldüğünü söyleyen Camcı, “Kamu görevlileri sendikacılığı; toplu sözleşme süreci, yasası, masası, kapsamı ve kazanımları bakımından sendikacılığın ideal kıstaslarıyla örtüşecek nitelikte, akıtılan terle uyumlu hâle getirilmelidir. Bu anlamda 4688 sayılı Kanun’da bir değişikliğin zamanı gelmiştir” şeklinde konuştu.

KPDK’nın altı başlık altında toplanmasını planlıyoruz

Aralık ayında gerçekleşmesi planlanan Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısında altı ana başlığın masaya geleceğini dile getiren Camcı, “Birçok çeşidi bulunan sözleşmeliliğe, 26 çeşit özlük hakkı farkına ilişkin nitelikli bir sunum hazırlığı yapıyoruz. 4688 sayılı Kanun konusunu, kılık-kıyafet serbestisi, yardımcı hizmetlerin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının tüm kamuda standart olarak yapılması, derece kademe ilerlemesindeki sınırın kaldırılması. KPDK’nın bu altı başlık altında toplanmasını planlıyoruz” diye konuştu.