Amasya Özgür-Der İl Temsilcisi Özgür Eryiğit, ramazan ayının muhasebe yapmak için önemli bir fırsat olduğunu belirterek, Haksız kazançla elde edilen nimet helal bile olsa temiz değildir dedi.

Eryiğit gazetemize yaptığı açıklamada, “Rabbimiz Bakara suresinin 168. ayetinde: “Ey insanlar! Yeryüzündeki helâl ve temiz şeylerden yiyin. Ve şeytanın adımlarına tâbî olmayın (izinden gitmeyin). Muhakkak ki o, sizin için apaçık bir düşmandır.” diye buyurmaktadır. Ramazan ayı gerek dua ve ibadetlerimizle gerekse de infaklarımızla bir arınma ve muhasebe ayıdır. Bu sebeple ramazan ayında bazı sorumluluklarımızı hatırlamak ve bu noktada kendimizi hesaba çekmek durumundayız. Kendimizi hesaba çekeceğimiz hususlardan biri de yukarıdaki ayette de belirtildiği üzere yediklerimizde ve kazançlarımızda helal-haram dairesine riayet edip etmediğimizdir.

Hepimizin şahit olduğu üzere haram-helal demeden tüketim ve kazanç ilişkisinin zirve yaptığı bir dönemde yaşıyoruz. Yediğimiz yiyeceklerdeki katkı maddesinden tutun da meşru olmayan yollarla elde edilen kazanca kadar hayatımız her taraftan kuşatılmış durumda. Böyle bir zeminde müslümanın sorumsuz davranması düşünülemez.

Haramın girdiği evde bereket ve huzur olmaz

Boğazımızdan geçen her şey ve kazançlarımız bünyemizde çeşitli tesirler meydana getirir. Haram lokmanın tesirleri ibadetlere karşı isteksizlikle başlar ve daha büyük belalara doğru genişleyerek devam eder. Çoluk çocuğuna helal ve temiz lokma yedirme hassasiyeti taşımayan bir müslüman bereketsiz bir yaşamın kapısını aralamış demektir. Haramın girdiği evde bereket ve huzurun bulunması mümkün değildir. Evimizde ve hayatımızda yaşadığımız huzursuzlukların nedenini bu açıdan da değerlendirmek durumundayız.

Dinî bir terim olarak helâl şer‘an izin verilmiş olan, hakkında yasaklama veya kısıtlama bulunmayan davranışı ve onun dinî-hukukî hükmünü ifade eder. Tayyib ise aklıselim sahibi, dengeli, erdemli, temiz tabiatlı her insanın beğendiği, hoşlandığı, temiz, güzel, iyi ve yararlı bulduğu şeyler için kullanılır.

Kazancın temiz olanı el emeği ile kazanılanıdır

Bakara suresinin 168. ayetine dikkat edecek olursak ayet tüm insanlığa hitap ederek rabbimiz sadece helal şeyleri yiyin demiyor, helal ve temiz olan şeyleri yiyin diyor. Yediğimiz şeylerin helal olduğu kadar temiz olması da esastır. Peki bir şeyin temiz olması ne manaya gelmektedir? Veyahut her yediğimiz helal şey temiz midir? Bir şeyin temizliğinden kasıt o şeyin meşru yolla elde edilmesidir. Yani haksız kazanç olmaması, emeğin karşılığı olması demektir. Örneğin evinize domates aldınız. Domates helaldir fakat siz o domatesi haksız kazanç yoluyla yani haram olan bir yolla almışsanız yediğiniz şey helal bile olsa temiz değildir.

Peygamberimiz “Kazancın hangisi en iyi ve temiz olanıdır?” şeklindeki soruya “Kişinin el emeği ve aldatma bulunmayan meşru ticaret ile elde edilen kazançtır.” cevabını vermiştir. Yine “Hiçbir kimse asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir. Allah’ın peygamberi Dâvûd aleyhisselam da kendi elinin emeğini yerdi.” (Hakim, Müstedrek, II, 10. Ahmed, IV; 141) buyrulmuştur. İslam’da asli ve tabii kazanç yolu emektir. Bu bakımdan Müslüman, çalışmadan başkalarının sırtından veya gayri meşru yollardan kazanç elde etmekten şiddetle sakınmalı; kazancının nereden ve nasıl geldiğine dikkat etmelidir. Ailesi için kazandığı para da, Allah yolunda harcayacağı para da temiz bir şekilde kazanılmış olmalıdır.

Hz. Muhammed (s.a.v), ömrü boyunca meşru yollardan emek harcayarak kazanç elde etmeye çalışmıştır. Meşru olmayan yollardan kazanmaya tevessül etmemiştir. İnananları da emek sarf etmeksizin meşru olmayan yollardan kazanç elde etmekten sakındırmıştır. Bundan dolayı yaratılış gayesine uygun olarak salih ameller işleyerek yaşamı devam ettirmek, el emeği, göz nuru ve alın teri ile helal kazanç elde ederek çoluk- çocuğunu geçindirmek her inanan insanın hayat düsturu olmalıdır.

Bilindiği üzere kazancın meşru yollarla kazanılanı olduğu gibi gayrimeşru yollardan kazanılanı da vardır. İslam meşru yollarla, emek vererek elde edilen kazancı helal, diğerlerini haram kılmıştır. Bu durum genel olarak Kur’an-ı Kerim’deki yasaklardan (haramlardan) da anlaşılmaktadır. Kumar, hırsızlık, rüşvet, karaborsa ve faiz gibi gayrimeşru yollarla kazanç elde etmek Kur’an-i Kerim’de haram kılınmıştır.

Şüpheli kazanç yollarından uzak duralım

Medineli bir sahabi olan Numan b. Beşir’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber: “Helal bellidir; haram da bellidir. Bu ikisinin arasında ise bazı şüpheli şeyler (alanlar) vardır, fakat insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini ve ırzını (namusunu) korumuş olur,”buyurarak helal ve haram sınırlarını gözeterek şüpheli konulara karşı hassas olmamız gerektiğini vurgulamıştır. Torpille işe girmek, faiz ve milli piyango, kumar gibi haram yolla elde edilen haksız kazançlardan uzak durmamız gerektiği gibi şüpheli kazanç yollarından da uzak durmak durumundayız.

Şüpheli kazanç olan sanal paraya karşı ihtiyatlı olalım

Şüpheli kazanç yollarına örnek olarak son zamanlarda revaçta olan Bitcoin, Ethereum gibi kripto para türlerini örnek verebiliriz. İnsanların sanal paraya yatırım yaparak hiçbir emek harcamadan bir kazanç elde etmeye çalıştığını görüyoruz. Sanal paranın fetva boyutunu bir tarafa bırakarak bu noktada şu hususu hatırlatmakta fayda görüyorum. Hiçbir emek harcamadan başkasının kaybı üzerinden kazanç sağlamaya çalışmak hiç şüphesiz şüpheli bir kazanç durumudur. Bir kimsenin elindeki sermayesinin değer kaybetmemesi için altın, dolar gibi yatırım türlerine yönelmesi anlaşılır bir şeydir. Ancak sırf kısa vadede paranın üzerinden para kazanayım anlayışı hiç şüphesiz faizdir. İslam emeksiz ve para üzerinden para kazanmayı haksız kazanç olarak görür. Bu sebeple bu sanal paraya karşı ihtiyatlı olmak durumundayız.

Helal yolla elde edilen 1 tl, haksız kazançla elde edilen 1000 tl’den daha değerlidir

Helal yolla elde edilen 1 TL’nin haksız kazançla elde edilen 1000 TL’den daha değerli olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Üç kuruşluk dünya menfaati uğruna çoluk çocuğumuzun kursağından haram lokma geçirerek kendimizi ve ailemizi ateşe atmayalım. Bu noktada kazançlarımızı helal ve temiz yolla elde etmek için gayret edelim. Emek ve alın terini hiçe sayan şüpheli kazanç yollarından uzak duralım. Bizler bu noktada haram-helal hassasiyetini gözetirsek rabbimiz hanelerimize bereket ve huzur ihsan edecektir.

Maide suresinin 88. ayetinde rabbimiz: “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helâl, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının.” diye buyurmaktadır.

Rabbimiz bizleri her daim helal ve temiz olan şeylerden yemeyi, haksız kazanç yollarından uzak durarak evlerimizde bereketli ve huzurlu bir hayat yaşamayı nasip eylesin.” Diye konuştu.