Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:

Türkiye’de huzur olsun istiyorum. Türkiye’de her genç bu ülkenin caddelerinde sokaklarında parklarında özgürce gezsin istiyorum. Türkiye’de her genç istediği müziği dinlesin istediği müziği yapsın istiyorum.

Türkiye’de her genç düşünce özgürlüğüne sahip olsun, siyasetçileri yeri geldiğinde rahatlıkla eleştirebilsin. Attığı bir tweet sosyal medyadaki bir haber dolayısıyla karamsarlığa kuşkuya düşmesin istiyorum.

Yani özgürlük istiyorum yani huzur istiyorum. Bu ülkede hangi görüşten hangi inançtan hangi kimlikten olursa olsun hep beraber huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bunun yolunu açmak istiyoruz.

Siz hakkı hukuku istiyorsunuz. Adaletin olmadığı bir yerde gençlik olmaz, adaletin olmadığı bir yerde üretim olmaz, adaletin olmadığı bir yerde düşünce özgürlüğü olmaz, adaletin olmadığı bir yerde hak hukuk olmaz, adaletin olmadığı bir yerde devlet olmaz.

Devleti inşa edeceğiz. Adalet üzerine inşa edeceğiz beraber inşa edeceğiz. Mustafa Kemal Atatürk'ün size emanet ettiği Cumhuriyeti 100. yılda ikinci yüzyıla giderken o cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız bunun sözünü veriyoruz size.

7,5 milyon gencimiz ilk kez sandığa gidip oy kullanacak. Ve 7,5 milyon gencin tarihsel bir sorumluluğu var. Ya bir dikta yönetimine kalıcılığı sağlayacağız ya da bir dikta yönetimini demokratik yollarla sonlandıracağız. İkincide benimle beraber olmaya hazır mısınız?

Hazırsanız beraber çalışacağız.

Benim sorumluluğum günün 24 saati çalışmaktır. Milletvekili arkadaşlarımın sorumluluğu günün 24 saati çalışmaktır. Gençlik kollarının, Kadın kollarının sorumluluğu günün 24 saati çalışmaktır. Dokunulmayan insana dokunacağız, uğranılmayan eve uğrayacağız.

Onların sorunlarını dinleyeceğiz ama nasıl çözeceğimizi de anlatacağız.

 

Kavgadan bıktığımızı kavgasız bir Türkiye istediğimizi, saygın bir Türkiye istediğimizi, birilerine el avuç açan bir Türkiye değil onuruyla kendi ayakları üzerinde duran bir Türkiye istediğimizi her yerde anlatacağız bu tarihi sorumluluğu ben ve siz beraber yerine getireceğiz.

Görevinizin kolay bir görev olmadığını biliyorum bunun farkındayım önünüze engeller çıkacak bunun da farkındayım. Ama sizler Mustafa kemal Atatürk’ün emanet ettiği Türkiye’nin gençleri her engeli aşıp hedefe ulaşma konusunda kararlı ve azimli olmak zorundasınız.

Sesinizi kısmak isteyebilirler. Onun hazırlıklarını yapıyorlar.

Dezenformasyon yasası getirdiler. Geçen dönem CHP’liler buna karşı çıktı direndiler ve geri çektiler.

Şimdi parlamento açılıyor ilk önce bu yasa teklifini getiriyorlar. Hukuk dediğimiz yapı içinde eğer bir haber yalansa tekzip gönderebiliyordunuz. Mahkemeden tekzip kararı almadan bil açıp telefonla gazeteciyle konulabiliyordunuz. Eğer hala yanlış haber yapılıyorsa gerçek dışı haber yapılıyorsa tazminat davası açabiliyorsunuz. Yani hukukun tanıdığı bütün yolları deneyebilirsiniz ama bununla yetinmiyorlar.

İki tür medya var şu an Türkiye’de iki tür medya. Bir gazeteciliğin hakkını veren eleştirel olarak olaylara bakan gerçekleri topluma aktaran bir medya, özgürlükçü medya diyoruz.

Burada görev yapanlar gerçek anlamda birer gazeteci.

Bu özgür medyada görev alan ve kalemini satmayan bütün gazetecilere buradan selamlarımızı saygılarımızı gönderiyoruz.

Kalemini dolayısıyla iradesini satan gazetecilere gazeteci denmez onun adına da havuz medyası diyoruz. Havuz medyasının neler yaptığını toplumu nasıl kamplaştırdığını beğenmediği kendilerini övmediği insanları nasıl düşman ilan ettiklerini gayet iyi biliyoruz.

Yalanın her türlüsünü rahatlıkla bunlar yazabiliyorlar çizebiliyorlar ve söylüyorlar.

 

Bakın televizyon programlarına hiçbir AK Partili milletvekili çıkıp tartışma programlarına katılamaz katılmıyor da zaten. Çünkü vicdanı olan AK Partili milletvekilleri ya çıkar doğruyu söylerse ne olur diye kaygı içindeler.

Onun yerine kalemini satan gazeteci kimlikli insanları çıkartıyorlar. Kalemini satan insandan gazeteci olmaz.

Ellerinde büyük silahlar var basın ilan kurumu basın infaz kurumuna dönüştü.

31 Ocak 2020 tarihinden bu yana Yeni Asya gazetesine tek bir ilan bile verilmiyor.

Evrensel gazetesine tek bir ilan bile vermeme kararı aldılar. Gazeteci kimliğini özgürce kullanacaktır özgürce yazacaktır. Bizim görüşlerimizi paylaşır veya paylaşmaz o ayrı bir şey her düşünceye saygı göstermek her CHP’linin temel görevlerinden birisidir.

Eğer siz bir düşünceyi yasaklarsanız bir düşünceyi savunan gazetelere yasak getirirseniz bunlar doğru değildir demokrasi bu değildir.

Havuz medyasının gazeteleri bakın sabah gazetesine bakın akşama bakın bir sürü gazeteleri var hepsinde tirajlar 100 binin üstününde bayide yok 100 binin üstünde. Dünyanın parası aktarılıyor bu

Bütçe konuşmasında tirajların sağlıklı bir bağımsız kuruluş tarafından denetlenmesini ve ilanların buna göre verilmesini istedim yapmıyorlar. Sizin ödediğiniz vergileri havuz medyasına aktarıyorlar.

Ama hiç meraklanmayın hepsini beraber çözeceğiz. Havuz medyası her kanaldan besleniyor en büyük kaynağı beşli çete.

Bir kanun teklifi getirmişler bütün bunlar yetmiyormuş gibi özgür medyayı susturmak için başka arayışları içerisine giriyorlar.

Dezenformasyon yasasını getirmelerinin nedeni saray ve şürekasının ve onun beslemelerinin yaptığı yolsuzlukları kimse yazmasın diye.

 

Mahkemelerden karar çıkartıyorlar haberlere yasak getiriyorlar. Bir örnek hızlı tren yapılacaktı ihalesi açıldı.

Almanya’dan bir firma Siemens gelecekti 10 milyon euro rüşvet dağıttılar. Buradaki mahkemede gizli bir karar aldılar kimse öğrenmesin diye ama Siemens bir alman firması ve Almanya’da da mahkeme var o mahkemelerden öğreniyoruz. Siemens Türkiye’nin verdiği 10 milyon euronun şu şekilde dağıtıldığını söylüyor.

Yüzde 30 Türk devlet görevlilerine, yüzde 20 Koline yani beşli çetenin aktörlerinden birisi, yüzde 20 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları yetkililerine, yüzde 20 Siemens ve Kolini buluşturan aracılara, yüzde 10’u Siemens Türkiye’nin yöneticilerine verdik diyor. Bunlara tamamen yasak getirmek istiyorlar.

Şu anda ülkeyi yönetenler çok açık bir şekilde halka yalan söylüyorlar.

Biz faize karşıyız diyorlar. Faizi indireceğiz diyorlar indirin. Soru şu hangi faizi indirdiler kimin faizini indirdiler.

Merkez bankasının bankalara açtığı faizi indirdiler yani halkın faizini değil çiftçinin, sanayicinin faizini değil. Merkez Bankası bankalara kredi açıyor onun faizini indirdiler.

Vatandaşın devlete borcu varsa o faizi yüzde 19’dan 30’a çıkarttılar vatandaş daha yüksek faiz ödeyecek. Vatandaşın devletten alacağı varsa onun faizi de yüzde 9.

2022 yılının bütçesinin ilk 8 ayında bütçeden ödenen faiz 250 milyar lira. Ama çiftçiye verdikleri destek 25 milyar lira, esnafa verdikleri 6 milyar lira. Faizi tefecilere değil bu ülkenin üretenlerine çiftçisine emeklilerine kamyon şoförlerine taksicilerine vereceğiz kim üretiyorsa kaynak onun kaynağı olacak.