Küresel salgınla ön saflarda mücadele eden sağlık sektörünün güncel durumuna ilişkin kapsamlı veriler sunan Global Sağlık Sektörü ve Medikal Turizm Trendleri 2023 raporu yayımlandı. Vergi, denetim ve danışmanlık hizmetleri sağlayıcısı Grant Thornton tarafından hazırlanan raporda, global ve yurt içi sağlık pazarındaki harcama dengeleri, sağlık sektörünün genel durumu, medikal teknolojiler, sağlık sisteminin yapısı ve medikal turizm verileri bir araya getirildi. Dünya Bankası, Worldometer, Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı gibi açık kaynaklardan elde edilen verilerden derlenen rapor, küresel salgın sonrası sağlık endüstrisinin güncel durumuna ışık tuttu. 

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Grant Thornton Turquality ve Yönetim Danışmanlığı Başkanı Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, "Sağlık metriklerini, harcamalarını, sağlık sistemi altyapısını, sağlık sistemine erişilebilirliği ve medikal turizmin ana hatlarını incelediğimiz sağlık trendleri raporumuz, sağlık yatırımı yapmak isteyen şirketlere, sağlık alanında çalışan profesyonellere ve akademiye yurt içi ve yurt dışı pazara ilişkin bir panorama sunuyor" dedi.

Söz konusu raporun Sağlık Sektörüne Global Bakış - Sağlık Sektörü Çalışanları bölümünde, Türkiye ve dünyadaki doktor ve hemşire yoğunluğuna dair çarpıcı bulgulara yer verildi. Son yayımlanan verilere göre, OECD ülkeleri arasında doktor yoğunluğunun, başka bir deyişle bin kişi başına düşen doktor sayısının en yüksek olduğu ülkenin 6 doktorla Yunanistan olduğu görülürken, OECD ortalamasının bahse konu yılda 4 olduğu görüldü. Türkiye ise 2 doktorla bu ortalamanın %50 altında kaldı. Hemşire yoğunluğu bakımından İsviçre’nin yaklaşık 18 hemşireyle ilk sıraya yerleştiği veriler, Türkiye’nin yaklaşık 2 hemşireyle OECD ortalaması olan 9’un %77 altında kaldığını ortaya koydu. Öte yandan Türkiye, hastane sayılarına göre sıralanan ülkeler arasında dokuzuncu sırada konumlandı.

Yüksek doktor ve hemşire yoğunluğunun kaçınılabilir ölüm oranını ve bekleme sürelerini azalttığını vurgulayan Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, "Türkiye'de sağlık personelinin artan dışa göçü, bu yoğunlukları olumsuz etkiliyor. Bu da doğal olarak kaçınılabilir ölüm oranlarının ve operasyon bekleme sürelerinin artışını beraberinde getiriyor" dedi. 

Türkiyede en çok kalp hastalıkları görülüyor 

2019 verilerine göre dünya çapında en sık görülen ölüm nedenleri arasında yaklaşık 9 milyon ölümle iskemik kalp hastalığı yer alırken, bu hastalığı felç ve KOAH izledi. Kronik hastalıkların sebep olduğu ölüm sayısında ise kardiyovasküler hastalıklar 17,86 milyonla başı çekti. DALY endeksine göre 2021'de Türkiye'de en yaygın görülen hastalığın %22 oranla kalp hastalığı olduğu görülürken, %13 oranla bronş, akciğer kanseri ve inmenin yaygın hastalıklar arasında ikinci sırada konumlandığı tespit edildi. Bu hastalıkları ise %9 ile KOAH, depresyon ve sırt ve bel ağrıları izledi. Öte yandan 2020 verileri, gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) yüzdesi olarak sağlık harcamalarının en yüksek olduğu ülkenin %18,8 ile ABD olduğunu ortaya koydu. Türkiye’de ise GSYİH’nin %4,6’sının sağlığa harcandığı tespit edildi. 

Kalp ve damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerin gelişmiş ülkelerde azalma eğilimi gösterdiğine dikkat çeken Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, “Türkiye’de kalp ve damar hastalıklarına ilişkin görülen yüksek oranlar, sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, tütün ve alkol kullanımı gibi faktörlerle açıklanabiliyor” yorumunda bulundu.