Türkiye’de yaşlı nüfus oranı her geçen yıl artış gösterirken, demografik değişim beraberinde ekonomik ve sosyal etkileri de getiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla 65 yaş ve üzeri nüfus 9 milyonu aşarak toplam nüfusun yüzde 10,6’sını oluşturdu. Uzmanlar, bu oranın önümüzdeki yıllarda daha da yükseleceğini ve yaşlı nüfusun toplam içindeki payının 2030’da yüzde 13,5’e, 2100 yılında ise yüzde 33,6’ya ulaşacağını öngörüyor.
YAŞLI NÜFUSUN ARTIŞI ÇALIŞAN KESİMİ ETKİLİYOR
Yaşlı nüfusun artması, çalışma çağındaki bireylerin üzerindeki ekonomik yükü de artırıyor. Yaşlı bireylerin sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması, sosyal güvenlik sistemine olan talebi yükseltiyor. 2019 yılında yüzde 13,4 olan yaşlı bağımlılık oranı, 2024 itibarıyla yüzde 15,5’e yükseldi. Bu durum, çalışan nüfusun daha fazla yaşlı bireye ekonomik destek sağlaması gerektiğini ortaya koyuyor.
YAŞLILAR ARASINDA SOSYAL DIŞLANMA VE YOKSULLUK YAYGIN
Yaşlı bireylerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri de yoksulluk ve sosyal dışlanma. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de genel nüfusun yüzde 29,3’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya. Yaşlı nüfusta ise bu oran yüzde 23,3 seviyesinde. Kadınlar, yaşlılıkta daha büyük ekonomik risklerle yüzleşiyor. Erkek yaşlı bireylerde yoksulluk oranı yüzde 22,3 iken, kadınlarda bu oran yüzde 24,2’ye çıkıyor.
Özellikle tek başına yaşayan yaşlı kadınlar, hem ekonomik hem de sosyal anlamda daha fazla zorluk yaşıyor. Türkiye’de 6,7 milyon hanede en az bir yaşlı birey bulunuyor ve 1,7 milyon hanede sadece yaşlı bireyler yaşıyor. Bu bireylerin yüzde 74’ünü kadınlar oluşturuyor. Uzmanlar, yaşlı kadınların ekonomik bağımsızlığını güçlendirecek sosyal politikaların artırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
YAŞLILARIN ÇALIŞMA ORANI YÜKSELİYOR
Ekonomik koşullar nedeniyle yaşlı nüfusun işgücüne katılımı da artış gösteriyor. 2019 yılında yüzde 12 olan yaşlı bireylerin işgücüne katılım oranı, 2023’te yüzde 12,2’ye yükseldi. Yaşlıların en fazla çalıştığı sektörler arasında tarım ilk sırada yer alıyor. Çalışan yaşlı bireylerin yüzde 57,7’si tarım, yüzde 32,1’i hizmetler, yüzde 7,3’ü sanayi ve yüzde 2,8’i inşaat sektöründe istihdam ediliyor.
Özellikle sosyal güvencesi olmayan yaşlı bireyler, emekli maaşlarının yetersizliği nedeniyle çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor. Uzmanlar, yaşlı nüfusun refah seviyesini artırmak için emekli maaşlarının iyileştirilmesi ve sosyal desteklerin artırılması gerektiğini vurguluyor.
TORUN BAKIMI KADINLARIN OMUZLARINDA
Yaşlı nüfusun önemli bir bölümü, ekonomik sorumluluklarının yanı sıra aile içinde de önemli roller üstleniyor. TÜİK verilerine göre, yaşlıların yüzde 9,7’si torun bakımına destek veriyor. Bu oran kadınlarda daha yüksek. Yaşlı kadınların yüzde 68’i her gün torun bakımı yaparken, erkeklerde bu oran yüzde 59,1’de kalıyor.
Türkiye’de yaşlı nüfusun artışı, sosyal politikaların ve ekonomik destek mekanizmalarının yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor. Uzmanlar, yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.