Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı; “Belediye başkanlığı görevimde ikinci yılımı doldurdum. Öncelikle sorumluluğu ağır böyle bir göreve layık görmeleri sebebiyle bütün hemşehrilerime bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.

31 Mart 2019 Mahalli İdareler seçiminde Milliyetçi Hareket Partisi’nden Amasya Belediye Başkanı Adayı olan ve hemşehrilerinin teveccühü ile seçilen Mehmet Sarı, görevinde 2. yılını doldurdu. Amasya için önemli ve ciddi projelere imza atan Başkan Sarı 2 yıllık zaman ile ilgili yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti; 

“Belediye başkanlığı görevimde ikinci yılımı doldurdum. Önceki belediye başkanından görevi devraldığım 3 Nisan 2019 tarihinde belediye binamızın önünde bir teşekkür konuşması yapmış ve orada son söz olarak şunları söylemiştim: “Sizi üzecek hiçbir işin arkasında olmayacağım. Sizin hayrınıza olmayan, Allah’ın da rızası olmayan hiçbir iş yapmayacağım. Birilerinin keyfi olsun diye sizleri asla üzmeyeceğim. Sizlere neşeli bir Amasya vaat ettim; inşallah sözümü tutacağım.” Belediye başkanı olarak sizlere karşı sorumluyum. Sizlerden aldığım destek, dua ve oy ile bu makamda oturuyorum. Kadınlarımız, annelerimiz, ninelerimiz başta olmak üzere beni seven hemşehrilerimin dua ve destekleriyle Amasya’nın emin kişisi, güvenilir kişisi makamına oturdum. Biliyorsunuz Belediye Başkanı’na eskiden şehrin güvenilir kişisi anlamında “Şehremini” diyorlardı. Öncelikle sorumluluğu ağır böyle bir göreve layık görmeleri sebebiyle bütün hemşehrilerime bir kez daha teşekkür ediyorum. Belediye başkanı olarak görevim sizlere hizmet etmek. Siz de beni bunun için seçtiniz. Seçime Milliyetçi Hareket Partisi’nin adayı olarak girdim. Ancak seçildikten sonra parti mensubu kimliğimi bir kenara bıraktım ve bütün Amasyalılara tarafsız bir şekilde hizmet etmeye başladım. Bildiğiniz üzere belediye başkanlığındaki ilk icraatım belediyenin kapısını herkese açmak oldu. Sevgili Peygamberimiz “İnsanların en hayırlısı, insanlara hizmet edendir” buyurmuşlar. Ben de hayırlı bir insan olmak için hemşehrilerime hizmet etmek için gece-gündüz çalışıyorum. Kapalı kapılar arkasında gizli-saklı işlerimiz yok. Her işimizi objektiflik ve şeffaflık ilkelerine riayet ederek yapıyoruz. Görevi devralırken de belirttiğim gibi Amacım Amasya’nın gelişip güzelleşmesine katkıda bulunmak ve neşeli bir Amasya meydana getirmek. Hemşehrilerimin iş-aş derdi olmasın. Çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, erkeklerimiz huzurlu, güvenli bir şekilde yaşasın. Ben hemşehrilerimin iyi olduğunu gördüğümde mutlu oluyorum” dedi. 

‘AMASYA BELEDİYESİ OLARAK BİZ PANDEMİ DE HIZ KESMEDİK’

Bugüne kadar hemşehrilerinin güvenine layık olmak için çalıştığını belirten Başkan Sarı açıklamasının devamında şunları söyledi; 

“Biz yetkimiz olan, sorumluluk sahibi olduğumuz konularda kul hakkını gözeterek kanunlara uygun bir şekilde görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Ancak her şey bizim elimizde değil. Korona virüsü salgınında olduğu gibi dışımızda meydana gelen olaylar bizi de etkisi altına alıyor. Biliyorsunuz 2019 yılında ülkemizde işler yolunda görünüyordu. 2020 yılına da büyük ümitlerle başlamıştık. Ancak ülkemizi ve bütün dünyayı etkisi altına alan virüs salgını bütün planları alt-üst etti. Hepimiz dikkatimizi salgınla mücadeleye vermek zorunda kaldık. Devletleri ve milletleri sıkıntıya sokan salgından belediyeler de büyük ölçüde etkilendi. Yılın büyük bölümünü evlerinde geçirmek zorunda kalan hemşehrilerimizin bizden beklentilerinin arttığı bu dönemde, hizmet üretmek için ihtiyaç duyduğumuz gelirlerimiz de büyük ölçüde azaldı. Buna rağmen hesabımızı kitabımızı doğru yapıp görevlerimizi yapmak için azami gayret gösterdik. Ülkelerin ekonomilerini büyük ölçüde etkileyen salgın sürecinde binlerce işyeri kapandı. 
Yüzbinlerce insan işini kaybetti. Ticari işletmelerin önemli bir bölümü yılı zararla kapattı. Ülkemizin son derece başarılı yönettiğini düşündüğüm salgın sürecinden belediye olarak biz de olumsuz etkilendik. Bir de çalışma, hizmet üretme şartları zorlaştı. Buna rağmen hemşehrilerimize karşı sorumluluğumuzu bir an olsun unutmadık. Hatta hemşehrilerimizi salgın tehdidinden korumak için daha hassas davrandık. Temizlik+Maske+Mesafe kurallarına uyarak yaşamak zorunda kaldığımız süreçte birçok belediyenin projelerini askıya aldığını biliyorum. Amasya Belediyesi olarak biz hız kesmedik. Tarih ve medeniyet şehri olarak farkımızı gösterdik. Türk milletinin kurtuluşunda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda öncülük görevini üstlenen şehzadeler şehri olarak hemşehrilerimizi yalnız bırakmadık. 21 Haziran 1919’ta devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “Amasya emrindedir Paşam” diyen Hacı Hafız Müftü Tevfik bey gibi vatansever dedelerimize layık torunlar olarak şehrimize sahip çıktık. Ülkemizin ve milletimizin zorluklarla mücadele ettiği bu süreçte önceliğimizi sosyal belediyeciliğe verdik. Ülkemizde ilk Korona virüsü vakasının görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden itibaren yaptığımız ilk iş caddelerimizi, sokaklarımızı yıkamak oldu. Ardından parklarımızı, yeşil alanlarımızı kurallara uygun şekilde temizledik. Hemşehrilerimizin yoğun şekilde bir araya geldikleri, alışveriş yaptıkları Pazar yerlerini, alışveriş merkezlerini hızlı bir şekilde ilaçladık. Salgının ilk günlerinde en fazla aranan ürün maskeydi. Bazıları bunu fırsata çevirip millete fahiş fiyatlarla maske satmaya kalktılar. Belediye olarak fırsatçıların ekmeğine yağ sürdürmedik. Kendi imkânlarımızla 1 milyon maske üretip kapı kapı maske dağıttık ve kimseyi maskesiz bırakmadık. Muhtarlıklara, devlet dairelerine, askerlerimize, Pazar yerlerindeki kardeşlerimize 570 bin maske dağıtarak salgından herkesi korumaya çalıştık. Aynı süreçte hemşehrilerimizin “çare kapısı ve çözüm ortağı” olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Dükkanını açamayan, işine gidemeyen, geliri düşen kardeşlerimize “Kötü dostu” olduk. İyi günde herkes birbirinin kapısını çalar. Önemli olan zorluklar karşısında ne yaptığınızdır. Biz aldığımız oyları helal ettirmek için sıkıntılı günlerinde hemşehrilerimizi yalnız bırakmadık. İmkânlarımızı “Veren el” olmak için kullandık ve Mübarek Ramazan günlerinde herkesin sofrasından tok kalkması için çalıştık. Bunun için “Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek” düsturuyla 15 bin hemşehrimize alışveriş çeki ulaştırdık. Aynı zamanda Ramazan ayının manevî lezzetinden herkes istifade etsin diye her gün bir mahallemizde pide dağıttık. Bu arada pidelerimizi hayırsever hemşehrilerimizin maddî katkıları ile dağıttık. Onlar hayır yapmanın mutluluğunu yaşadılar. Biz de hayra vesile olarak hemşehrilerimizin memnuniyetini sağlamaya, Rabbimizin rızasını kazanmaya çalıştık. Amasya Belediyesi olarak Ramazan ayı dışında da hemşehrilerimizin yanında olmaya devam ettik. Sosyal belediyeciliğin gereğini en güzel şekilde yerine getirerek ihtiyaç sahibi 900 aileye her ay düzenli yardım ulaştırdık. İnsanlık tarihinde 100 yılda bir karşılaşılan büyük bir sağlık felaketiyle karşı karşıya olduğumuzu Sağlık Bakanımız ve Sağlık Kuruluyu üyelerimiz açıkladılar. Özel işyeri ve benzeri yerler dahil, Tüm kamu ve devlet kuruluşlarını dezenfekte ettik. Çalışanların bone-eldiven kullanarak çalışmalarını sağladık. Bu kapsamda; 55 adet unlu mamuller satış yerini (tatlıcı/pastacı), 165 adet restoran, lokanta ve pide salonunu, 14 düğün salonu ve şehir içinde mevcut hamamların, 150 adet kuaför, berber ve güzellik salonunun, 20 spor salonunu, 290 özel halk otobüsü ve minibüsü, 45 servis aracını, 320 ticari taksiyi denetledik ve dezenfekte ettik. İşadamı kimliği olan, iş hayatından gelen bir kişiyim. Ticaretin zorluklarını gayet iyi bilirim. İçinde bulunduğumuz süreçte esnafımızın, tüccarımızın karşılaştığı sıkıntıları gayet iyi biliyorum. Bu sebeple esnafımızı, ticarethanelerimizi sadece denetlemedik. Aynı zamanda onlarla dayanışma içine girdik. Öncelikle Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik ve belediyemize ait işyerlerinde kiracı olan esnafımızdan Nisan, Mayıs, Haziran 2020 aylarında kira almadık. Ayrıca şehrimizdeki diğer iş yerlerinden eğlence, ilan ve reklam vergilerinden feragat ettik. Böylece esnaf kardeşlerimizin sıkıntılarının bir kısmını biz üstlendik. Amasya Belediye Başkanlığı’na aday olduğumda “Yapamayacağım sözü vermem, verdiğim sözü yaparım” demiştim. “Mehmet Sarı Sözü” diyerek verdiğim sözlerden ilki Nostaljik Tramvay projesiydi. Sözümü unutmadım ve projeyi gerçekleştirmek için gerekli çalışmaları başlattık. Bu konuda Raylı Sistemler Mühendislik Müşavirlik A.Ş (RAYSİMAŞ) şirketi ile yapılan görüşmeler sonucunda fizibilite çalışmalarına başlandı. Raylı Sistemler Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Devlet Demiryollarının iştiraki olan bir şirket. Demir yolu, hemzemin geçidi, üst geçit gibi raylı sistemleri yapan bir şirket, güzergâh tespiti, istasyon ve elektromekanik uygulama projeleri ve idari alanlara ilişkin mimari projeleri hazırlamaya başladı. Tramvay projemiz Ferhat ile Şirin Âşıklar Müzesi ile Ellibeş Evler Mahallesi Talat Öncel Bulvarında Belediye kreşi arasında olacak. Güzergâhın uzunluğu 8 km. 2021 yılı sonuna kadar proje çalışmalarını tamamlamak ve ihale aşamasına geçmek istiyoruz. Bu arada verdiğim bir diğer söz de teleferik projesi idi. Biz bilinen tarihi 8 bin 500 yıl önceye uzanan ve 14 ayrı medeniyete ev sahipliği yapan Amasya’mıza yakışan modern bir projeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Hemşehrilerimizi de heyecanlandıran projenin şehrimizin turizm kapasitesini geliştireceğini biliyorum. Projenin başlangıç ve bitiş noktalarını tespit ettik ancak o yerler bize ait değildi. Onun için devir işlemlerinin yapılması gerekiyordu. Hazine’ye ait başlangıç noktasının devri için Milli Emlak Genel Müdürlüğü ile anlaştık ve alanın belediyemize devrini sağladık. Ferhat Tepesindeki rekreasyon alanının da belediyemize tahsis edilmesi ve devrinin yapılması işlemleri de tamamlanmak üzere. Hareket istasyonlarındaki işlemler tamamlandıktan sonra teleferiğin inşa edilmesiyle ilgili İtalyan (Leitner) ve Alman (Doppelmayr) şirketleriyle görüşmelerimizi yaptık. Artık sürecin sonuna geldik. En kısa zamanda inşaat çalışmalarını başlatacağız” diye konuştu.

‘BİZ SUYLA BARIŞIK BİR MİLLETİZ’

Ülke olarak suyla barışık bir millet olduklarını vurgulayan Sarı; “Suyu sadece içmek ve temizlenmek için kullanmayız. Aynı zamanda şehrimizi güzelleştirmek için de kullanırız. O yüzden medeniyetimizin diğer adı da “Su medeniyetidir.” Suyu bizim kadar hayatın içine sokan başka bir millet yoktur. Yeşilırmak’ın iki yakasında yaşamak bizim en büyük şansımız. Ancak yıllarca Yeşilırmak ile küs gibi yaşadık. Şırıl şırıl akıp giden nehrimiz, şehrimizi güzelleştirmek için değerlendirilmedi. Biz yılların ihmalini ortadan kaldırmak için Yeşilırmak Nehri Temizleme, Islah ve Rekreasyon Projemizi başlattık. Yeşilırmak, Sivas il sınırlarından doğuyor Tokat ve Amasya’dan geçtikten sonra Samsun’dan denize ulaşıyor. Biz de Devlet Su İşleri 73. Şube Müdürlüğü ile entegre bir proje hazırladık. Projeye ilgili tüm kamu kurumları katkı verecek. Böylece Yeşilırmak’ın geçtiği iller ve ilçeler projeye dahil olacak. Proje tamamlandığında Yeşilırmak Nehri ve kollarında oluşan kirlilik ortadan kaldırılacak. Yapılacak setlerle nehrin akış rejimi düzenlenecek ve aşırı yağışlarda taşkın tehlikeleri ortadan kaldırılacak. Bu arada Yeşilırmak’ı olta balıkçılığı yapılabilen, güvenle yüzülen bir nehir haline getirmek için "Yapay Sulak Alan" oluşturulacak ve atık suyun filtre edilmesi ve yetiştirilen sulak alan bitkileri ile suyun arıtılması sağlanacak. Bu arada Yeşilırmak’ın Amasya’nın girişi ve çıkışında kalan bölümü kılavuz kanala alınacak. Kurtboğan Köprüsü ile İstasyon Köprüsü arasında kalan 846 metrelik alanda ve Kunç Köprü ile Samsun yolu arasında kalan 1274 metrelik bölüm ile birlikte 2 bin 120 metrelik bölümde 25 metre genişliğinde kılavuz kanal yapılacak. Kılavuz kanalın sağında ve solunda kalan bölümde 15’er metrelik peyzaj düzenlenmesi yapılacak. Yeşilırmak Projemiz tamamlandığında Amasya “gelip dönülen” değil, “gelip kalınan” şehir haline gelecek. Çünkü Yeşilırmak kıyısı su sporları ile birlikte çok sayıda etkinliğin yapıldığı bir güzergâh olacak. Belediye Başkanlığı görevini üstlendiğimde, Amasya varlık içinde yokluk çeken bir şehirdi. Su zengini bir şehir olmamıza rağmen, hemşehrilerimize kuyulardan çekilen su veriliyordu. Zengin babanın yoksul çocukları gibi yaşamayı ben kabul edemezdim. Bu sebeple “Amasyalının hakkını Amasyalı’ya vermek” benim görevim. Canım pahasına Amasyalı’nın hakkını savunurum. Haklı olduğumuz hususta kimseye hakkımızı yedirmem. Biliyorsunuz Akdağ’da kaynak suyumuz var. Temiz, içimi rahat bu kaynaktan hemşehrilerimiz yıllarca mahrum bırakıldı. Yaptığımız çalışmalarla Akdağ suyunu şehrimize getirmeyi başardık. Esasında Akdağ suyu zaten bizimdi. 1997 yılında borular döşenmiş ve saniyede 460 litre su Amasya’ya ulaştırılmıştı. Daha sonra Amasya’nın suyuna birileri el koymuş ve DURU 1 ve DURU 2 adında iki adet Hidroelektrik Santralı kurarak elektrik üretmeye başlamış. HES’ler kurulduktan sonra da Amasya’ya sadece hakkı olanın dörtte biri kadar su verilmeye başlanmış. Biz, bize ait olan saniyede 351 litre suyu da aldık. Artık Akdağ’dan saniyede 460 litre suyu Amasya’ya ulaştıracağız. Hemşehrilerimize Akdağ suyunu içireceğiz. Böylece suyumuzu kuyulardan temin etmek zorunda kalmayacağız. Bu arada Akdağ suyunu alarak Türkiye’de bir başka ilki gerçekleştireceğiz. O da Akdağ suyu üzerinde kurulu hidroelektrik santralını da belediye olarak biz işletecek ve elektrik üreten belediye unvanı da alacağız. Akdağ suyunu şehrimize ulaştırdığımızda su kuyularına ihtiyacımız azalacak ve su pompalarını çalıştırmak için sarf ettiğimiz enerjiye de ihtiyaç duymayacağız. Akdağ suyuyla bir yandan temiz suya kavuşacağız. Diğer yandan ürettiğimiz elektriği satarak gelirimizi artıracağız. Bir şekilde bir taşla iki kuş vuracağız. Vurduğumuz kuşun birini hemşehrilerimize verdik. Gelirleri azaldığı için bütün belediyelerin suya zam yaptığı bir dönemde biz 2021 yılının Ocak ayından itibaren suda yüzde 50 indirim yaptık. Hemşehrilerimize hayırlı olsun. Her köşesi buram buram tarih kokan Amasya’mız UNESCO Dünya Mirası listesine girmesi gereken şehirlerden biridir. İnsanlık tarihine, Anadolu tarihine ışık tutan Harşena Kalesi ve Kral Kaya Mezarları gibi değerlere sahibiz. Bu eserlerin Dünya Mirası listesine alınması için 2015 yılında bir çalışma yapılmış. UNESCO da başvuruyu değerlendirip “Geçici Dünya Mirası” listesine almış. Ancak aradan geçen zaman içinde fikri takip yapılmadığı için hiçbir sonuç alınmamış. Kültür Bakanlığı ile bir protokol imzaladık ve bundan sonra görev ve sorumluluğu biz üstlenerek yeni bir çalışma başlattık. Çalışmalarımızı tamamladıktan sonra Harşena Kalesi ve Kral Kaya Mezarları’nın kültürel alan ve doğal alan listesinden Dünya Mirası listesine alınmasını sağlayacağız. Harşena Kalesi ve Kral Kaya Mezarları’nı UNESCO Dünya Mirası listesine alınmasını istememizin sebebi Amasya’yı dünya çapında tanınan şehir haline getirmek. Amasya, bir turizm şehri. Biz de Amasya’nın turizm şehri kimliğini geliştirip güçlendirmek istiyoruz. “Çayı sıra gelinip, kıyı sıra dönülen” turizm şehri olarak kalmak istemiyorsak yapmamız gereken işler var. Amasya’mızda önemli bir bölümü pansiyon ve butik olan olan güzel konaklama tesisleri var. Ancak Amasya’mızın 5 yıldızlı otellere ihtiyacı var. Biz Amasya’da kazandığını Amasya’da harcayacak yatırımcı babayiğitler arıyoruz. Yatırım yapmak isteyenlere her türlü desteği vermeye hazırız. Onlar gelene kadar boş duracak halimiz yok. Amasya’da ilk beş yıldızlı otel yatırımını belediye olarak biz başlattık. Konforlu odalarda oturmak gibi bir hevesim yok. Onun için Yeşilırmak’ın kıyısındaki belediye binamızı beş yıldızlı otel yapılmak üzere tahsis ettik. Hilton Oteli ile yaptığımız anlaşma doğrultusunda belediye hizmet binamızın olduğu yerde 122 odalı büyük bir otel yapacağız. Tamamlandığında Amasya’mıza önemli bir marka kazandırmış olacağız. Ayrıca belediyemize yeni bir gelir kapısı yaratacak ve gençlerimiz için de yeni istihdam alanı oluşturmuş olacağız. Meydanlar şehirlere kimlik kazandırır, nefes aldırır. Yavuz Selim Meydanı da Amasya’mıza nefes aldıran meydanlarımızdandır. Biz şehrimize yeni nefes alanları açmak için çalışıyoruz. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmalardan biri eski belediye binamızın olduğu alana yaptığımız Yeşil Kent Meydanı’dır. Meydanlarımızı kafeleri, pergolası, bankaları, yeşil alanları, kadınlarımız için satış noktaları ve büyüklerimiz için dinleme alanlarıyla geliştirip güzelleştiriyoruz. Bu arada Yavuz Selim Meydanı ile Yeşil Kent Meydanı arasında kalan Hükümet Köprüsü’nü de bir sanat eseri gibi yeniledik. Amasya’yı Amasya yapan değerlerimiz var. Şehrimizin kültürüne değer katan, maneviyatını yükselten değerlerimizden biri de Serçoban Evliyası türbesidir. Yıllarca ihmal edilmiş, atıl bir şekilde bırakılmıştı. Biz, bize ait olanı sever ve hürmet ederiz. Kocacık Çarsısı’nda türbesi olan İğneci Baba’nın kardeşi olan Serçoban Evliyası türbesinin çevresini de layık olduğu şekilde düzenledik ve hemşehrilerimize güzel bir rekreasyon alanı kazandırdık. Böylece hem Serçoban Evliyası’na hürmetimizi gösterdik; hem de çevresini ailelerimizin, kardeşlerimizin ziyaret edebileceği şekilde düzenledik. Bunun yanında merhum belediye başkanlarımızdan Ahmet Çekin’in adını yaşatmak için Ataşehir’de güzel bir park yaptık. Yaptığımız parklar, düzenlediğimiz alanlarla şehrimizin güzelliğine güzellik kattık. Dünya bütün canlıların ortak hayat alanları. Bizim gibi diğer canlıların da yaşama hakkı var. Allah’ın yaratılmışların en şereflisi diye övdüğü insanlar olarak görevimiz diğer canlıları korumak. Onların başında da şehirlerimizde bizimle birlikte yaşayan kedilerimiz ve köpeklerimiz geliyor. Amasya Belediyesi olarak kendimizi “Hayvan Dostu” olarak adlandırıyoruz. Çünkü biz Allah’ın dilsiz kullarını seviyor ve onları koruyoruz. Korona virüsü salgını sürecinden sokaklarımızdaki kediler ve köpekler de etkilendiler. İnsanlar evlerine kapanmak zorunda kalınca onlar sokaklarda yiyecek bulmakta zorluk çektiler. Biz de belediye olarak salgın sürecinde hayvanlarımıza mama dağıtmaya başladık. Kış döneminde de mama dağıtmaya devam ettik. Ayrıca mahallelerimize kedi evleri yerleştirerek şehrimizin kedilerine güvenli barınaklar sağladık. Son olarak yaptığımız önemli bir çalışma da sokak canlıları için yeni bir barınak kurmak. Bu konuda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile iş birliği yapıyoruz. Yaptığımız barınak 11 bin metrekare genişlikte. Ayrıca etrafı çam ağaçlarıyla çevrili olacak. Yaptığımız barınakta 300 sokak hayvanı için açık alanda, 200 sokak hayvanı da kapalı alanda yaşayacak. Bugünü anlamak için dünü bilmek gerekir. Yarını öngörmek için de gelişmeleri görmek gerekir. Yapay zekâ uygulamaları ve bilgisayar teknolojileri hayatımızın her alanına giriyor. Şehirler de bilgisayar teknolojilerinden ve yapay zekâ uygulamalarından faydalanmak zorunda. Onun adına da “Akıllı Şehir” diyorlar. Biz de Amasya Belediyesi olarak geleceğe hazırlanıyoruz. Bu konuda yaptığımız çalışmanın adı “Yerel Akıllı Şehir Stratejisi ve Yol Haritası Hazırlama” projesi. Proje çalışmalarını kısa bir süre önce başlattık. Proje Amasya’da bir ilk olacak. Veri toplamadan, işlemeye ve veri paylaşmaya kadar bütün standartlar Türkiye ölçeğinde belirlenecek. Böylece Amasya’nın teknolojik altyapısının yerli ve millî olması yönünde standartlar oluşturacağız. Şehirler de canlı varlıklar gibidir. Beynimizi kalbimizden, ruhumuzu bedenimizden ayrı düşünemediğimiz gibi kültür ve sanatı da caddelerden sokaklardan ayrı düşünemeyiz. Çevreye sahip çıktığımız kadar tarihimizi bilmeli, kültürümüzü yaşatmalıyız. Biz aynı zamanda konservatuarımızla, Kültür Merkezimiz ve Kültür Evlerimizle “Kültür Belediyeciliği” de yapıyoruz. Bugüne kadar yaptığımız yayınlara bu yıl bir yenisini ekleyecek ve Sayın Hüseyin Hüsameddin Yaşar’ın “Amasya Tarihi” kitabını yayınlayacağız. Böylece Amasya’nın 8 bin 500 yıllık tarihinin bilinmesine belediye olarak biz de katkıda bulunacağız. Amasya’ya Amasyalı’ya hizmet etmekten büyük bir gurur duyuyorum. İki yıl önce bana verdiğiniz görev ve sorumluluğu yerine getirmek için gece-gündüz çalışmaya devam edeceğim. Hemşehrilerimizin huzurlu, mutlu bir şekilde yaşamaları için belediye olarak bütün imkânlarımızı kullanıyorum. Söz verdiğim şekilde projelerimizi hayata geçirdiğimizde Amasya’mızı “Mutlu Şehir” haline getirmeye bir adım daha yaklaşacağımızı düşünüyorum. Ben sizlerin destek ve dualarınızla yola çıktım. Sizlerin destek ve dualarıyla yoluma devam edeceğim. Artık en kötünün geride kaldığına inanıyorum. Belediye Başkanlığındaki ikinci yılımı bugün itibarıyla doldurdum. Allah sağlık, ömür verirse önümüzdeki üç yılda daha azimli, daha kararlı bir şekilde çalışacağım. Yaptıklarımı yapacaklarımın teminatı olarak görmenizi temenni ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.