2006-2007’nin I. Dönemini bitirdik. Önümüzdeki hafta yarı yıl tatiline giriyor öğrencilerimiz.
Eğitim emekçileri nice sorunlarla uğraşarak I. Dönemi bitiriyor. Bu sorunların içinde bazıları önceliklidir... İvedilikle çözümlenmelidir. Bunlardan biri “Çocuk ve Gençlerde Şiddet Eğilimi”dir. Geçtiğimiz süreç, acı örneklerle dolu. Önümüzdeki süreç çetin uğraşlarla geçecek. Öğretmen-İdareci-Öğrenci (Öğrenci Meclisleri)-Hizmetli-Memur-Veli-Ana/Baba-Eğitim Sendikaları bu yakıcı sorunla yakından ilgilenmek zorundadır. Daha önce de bu konuya değinmiştim. Tehlike kapıyı kırmadan, bizler sorunun çözümünü bulmalıyız. Gazeteler, dergiler konuya ilişkin bolca örnekler sunmakta. Televizyon dediğimiz görüntülü kutu her gün konuyla ilgili görüntüler sunuyor.
“Çocuk ve Gençlerde Şiddet Eğilimleri”nin nedenlerini araştırmak amacıyla kurulan “T.B.M.M. Komisyonu”na EĞİTİM-SEN olarak bilgi sunduk. Bu rapordan bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin DİNÇER ile Genel Sekreter Emirali ŞİMŞEK’in anlattıkları, Milletvekillerini hayrete düşürmüş.
Eğitim-Sen’in Komisyona sunduğu rapordan bazı bölümler:
* Okulların yüzde 20’sinde saç kesme cezası görülüyor. Saç kesme cezası İstanbul’da yüzde 33, Ankara’da yüzde 25, Anadolu Liselerinde ise (Anadolu’daki Liselerde) yüzde 24 oranında uygulanıyor.
*İdarecilerin yüzde 10’u, öğretmenlerin ise yüzde 18’i okulda sopa ile dolaşıyor. Bu olay Endüstri Meslek ve Ticaret Liselerinde diğer okullara oranla daha fazla görülüyor.
* Öğretmenlerin dayak atmasına, okulların yüzde 39’unda rastlanıyor. 2006 bahar eğitim-öğretim yılında öğrencilerin yüzde 88.18’i kavga etti, yüzde 88.18’i sigara kullandı veya bulundurdu.
* Her yıl 4 okuldan 3’ünde öğrencilere okul dışında sataşma, her 3 okuldan birinde(1) ise bıçaklı-silahlı kavga yaşandı.
* Son dönem içinde bıçaklı-silahlı kavganın yaşandığı okul oranı yüzde 34,2.
* Okulların yüzde 5’inde bu tür olaylar haftada bir ya da daha sık görüldü. İstanbul’Da okulların yüzde 50’sinde öğrenciler arasında bıçaklı kavga meydana gelirken, bir yarı yıl içinde 2 okuldan 1’inde bıçaklı kavga yaşandı.
* Kız öğrencilere laf atma, rahatsız etme oranı okul içirde yüzde 69, okul dışında öğrencilere yönelik sözlü sataşma ve tehdit yüzde 75, okul dışında öğrencilere yönelik fiziki tehdit, saldırı yüzde 48 oranında görüldü.
* Öğretmenlerin yüzde 56’sıo hakarete uğradı, yüzde yirmisi (20) öğrencilerin fiziki tehdit ve saldırısına maruz kaldı, yüzde 16’sı meslek yaşamlarında öğrenci veya öğrenci yakınları tarafından ciddi bir saldırı ile karşılaştı.
. . . . .
Alaattin DİNÇER, konunun sadece okulda şiddet olarak değil, toplumsal bir sorun olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Sorunun “Münferit” değil, yakıcı ve derin olduğunu vurgulayan DİNÇER, şiddetin gerçek nedenlerinin ortadan kaldırılmasını istedi. Medyadaki yanlış programların (izlencelerin), dizilerin, mantar gibi biten internet kafelerin de şiddeti beslediğini anlatan DİNÇER, şiddetin, toplumsal bir cinnet durumuna geldiğine dikkat çekti. Uygulanan sosya-ekonomik programlarla “Rüzgar ekenlerin fırtına biçtiğini” belirten DİNÇER, ülke yönetimine ilişkin programların sosyal ve toplumcu anlayışla yapılması gerektiğini vurguladı.
Eğitim-Sen Genel Sekreteri Emirali Şimşek ise, siyasetten medyaya büyük bir kesimin özeleştiriye gereksinmesi olduğunu belirtti. Özellikle “Reislik” uygulamasının yarattığı gerginliğe dikkat çeken ŞİMŞEK, liselere ayrı bir özen gösterilmesini, idareci atanmalarında yanlış yapılmaması gerektiğini belirtti.
* * *
Hangi açıdan bakarsak bakalım sorun ivedi... Hepimiz sorumluyuz. Sakın “Boşver” demeyelim...
Zaman ayıralım mı, çözüm için adım atalım mı? Hemen girişimde bulunalım mı?
Ne düşünüyorsunuz sayın okuyucular?
Hoş ve esen kalınız.