Kitabın ve kitaplığın önemini benimsemeyen yok. Gösterilen çabaların yetersizliğini hepimiz biliyoruz. Kitap sevgisi ilköğretimde verilmelidir. Bu başarılamazsa kitap sevgisi verilemiyor. Okuyan gençlerimizin olması için, kitabı seven çocukların yetiştirilmesi gerekiyor. Böylece, okuyan öğretmen, okuyan öğrenci, okuyan toplum zinciri oluşturulabilir. 
* * *
Bizde kitaplıkların kurulması,yaygınlaşması, batı ülkelerine göre geç ve yavaş oldu. Matbaacılık 270 yıl geciktirildi. Bunun bir çok nedeni var. 
Osmanlılarda eğitim ve kültür işleri, din adamlarına bırakılmıştı. Yazılan kitapları temize çeken, çoğaltan, aynı zamanda din işlerinde de görevli olan yazıcılar vardı. Bunlar kendilerine zarar verecek bir buluş olarak gördükleri için, kitap basımcılığına karşı çıktılar. Böylece kitap yayımcılığı üçyüz yıla yakın gecikmiştir. 
Osmanlılarda ilk kitaplıkların camii, medrese gibi dinsel yapıların yanında kurulduğu görülür. Daha sonraları vakıflara bağlı olarak özel kitaplıklar açılmıştır. Katip Çelebi’den (1609-1657) öğrendiğimize göre, 17. yy.da büyük kitaplıklarda 15.000’i aşkın el yazması kitap bulunuyordu. Başta devlet denetiminin olmayışı, başka nedenlerle, bu kitapların çoğu zamanla kaybolup gitmiştir. 
İlk resmi basımevinin çalışmaya başlamasından (1729) sonra kitaplar da çoğalmaya başladı. Ne ki kitapların sayısında bir artış olmadı. 
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında (1925), büyüklü küçüklü bütün kitaplıkların sayısı 100’ü aşmıyordu. Ancak 19 il ve 29 ilçede Genel Kitaplık vardı. Anadolu kentlerinde bulunan kitap sayısı 60-70 bin kadardı. 1924’de yürürlüğe giren “Öğretimin Birleştirilmesi Yasası”na göre, kitaplık işleri Milli Eğitim Bakanlığı’na verildi. Daha sonra, Kültür Bakanlığı devraldı. 
1925’de kitaplık işlerinde çalışacaklar için kurslar açıldı. 1934’de “Basma Yazı ve Resimleri Derleme Yasası” çıkarıldı. 
1928’de yapılan Harf Devrimi ile kitap üretimi de arttı. Dünya Klasikleri dilimize çevrilip devletçe bastırıldı. Halkevleri’nde okuma odaları açıldı. Bütün bunlar kısa sürede okur sayısını artırdı ve kitaplıklarımız da hızla çoğaldı. 
Kitaplıklarda çalışanlara kurslar açıldı ve eğitimleri plan ve programa bağlandı. Bu kurslar 1954 yılında ilk olarak Ankara’da, 1964’de İstanbul Üniversitesi’nde, 1972’de Hacettepe Üniversitesi’nde açılmıştır. 
Kitaplık elemanları 1948’de “Türk Kütüphaneciler Derneği”ni kurdu. Bültenler, dergiler, kaynakçalar yayınlayarak ve “Kütüphane Haftası”na öncülük ederek, konunun önemini kamuoyuna duyurmaya çalıştılar. Bu çabalar sonunda bizde de artık bir “Kitap ve Kitaplık Bilinci” oluştu. Yeni kitaplıklar açmak devletin temel görevi durumuna geldi. 
Kıraathane denilen günümüzün kahvehanelerinin bir köşesini kitaplığa ayrılması yasayla zorunlu duruma getirildi.
Bu gün yeterli olmamakla birlikte her ilimizde halka ve çocuklara yönelik kitaplıklar vardır. Bir çok ilçe ve kasabamız da kitaplığa kavuşmuştur. Okul kitaplıkları Kitaplık Kulübü biçiminde düzenlenmektedir. Bazı belediyelerimiz de bu gelişimi destekleyici çalışmalar yapmaktadır. 
Öteyandan başta üniversitelerimiz olmak üzere, bilimsel kurumlara, Bakanlıklara bağlı büyük kitaplıklar vardır. Buradaki kitapların sayısı ve niteliği de yükselmiştir. 
Milli Kütüphane (Ankara’da) bütün kitap zenginliğimizi barındırmaktadır. Bir aksaklık, yararlanmak isteyenlerin karşılaştığı teknik yetersizliktir. Özellikle araştırmacılar için fotokopi v.b zorluklar var. Fakat mikrofilm tekniği sanırım bu zorlukları aşmamızı sağlayacak. 
Son yıllarda devlet, kütüphaneleri belediyelere devretme yolunu seçmiştir. Bu yöntem olumlu sonuç verir mi bilemiyoruz. Kadrolu çalışan, kitap sevgisi olan eleman azlığı bir sorun olarak duruyor. İlçemiz Taşova’da kütüphanenin yerinin değiştirilmesi bile kaygımızı haklı çıkarmaktadır. 
Taşova Lisesi’ndeki kitaplığımız yeni kitaplarla zenginleştirildi. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Yetersizliği de bir gerçek. Kitap bağışında bulunacak olan, ödünç kitap verecek olan vatandaşlarımızın ilgisini bekliyoruz. Ayrıca bu Kütüphaneler Haftası’nda sizlere güzel bir sergi sunacağız. Bekliyoruz efendim. Kitaplı günler diliyorum.
Hoş ve esen kalınız.
 

Okunma: 602 Eklenme Tarihi: 24.03.2007 Saat: 18:33