Aşağı yukarı yirmi yıldır. Milletimiz de toplumumuz da bir haller var. Yirmi yıl öncesinde de olsa da bu kadar değildi. Hele de son zamanlar da Allah korusun. Öyle çok konu var ki negatif olan hangisinden başlayacağımı da bilemiyorum. Bunların hepsi tolum ahlakını bozmak, ananelerimizi hiçe saymak, dini yıpratmak, giyim kuşamı da Allah hak getire. Evliliğin ailenin kutsallığını, mahremini güzelliğini tamamen bozmaya yönelik. Saygı sevgi yok olmuş.
Neden böyle dejenerasyona uğradık kim dokundu bize. Kim yaptı bunu bilen varsa veya bilseler de ne yapacaklar nasıl bertaraf edeceklerini bilemedikleri için hoşlarına gidiyor veya boyun büküyor, kabulleniyorlar.
Biz öyle güzel bir millettik ki, Asil Türk Milleti olarak; nerede o Mevlana Hz. "Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol." Ve ‘’ Yaratılanı Hoş Gör Yaratandan Ötürü’’ diyen Yunus Emre. Ve Mustafa Kemal Atatürk; ‘’Atatürk’ün sözleri, ortak bir kültür oluşturan eğitimin milli birlik ve beraberlik açısından önemini açıkça ortaya koyar:
“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğrenimin sınırları ne olursa olsun, ilk önce ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir. Dünyada uluslararası duruma göre böyle bir mücadelenin gerektirdiği manevi unsurlara sahip olmayan kişiler ve bu nitelikte kişilerden oluşan toplumlara hayat ve bağımsızlık yoktur. Çocuklarımızı aynı eğitim derecesinden geçirerek yetiştireceğiz. Kesinlikle bilmeliyiz ki iki parça halinde yaşayan milletler zayıftır, hastadır. Çocuklarımıza vereceğimiz öğrenim sınırı ne olursa olsun onlara esas olarak şunları öğreteceğiz: Milletine, Türkiye Devleti’ne, TBMM’ne düşman olanlarla mücadele; bu mücadelenin sebep ve vasıtaları ile donatılmayan millet için yaşama hakkı yoktur.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, 1952, Türk İnkılap Tarihi Enstitü Yayınları) 
Atatürk, bu sözlerle, alınan eğitimin, mahiyeti her ne olursa olsun, milli değerleri yücelten ve her zaman korunması gerekli unsurlar olarak ön planda tutan bir üsluba sahip olması gerektiğini vurgular….’’alıntıdır.
Osmanlı gibi nice güzel ecdatların torunları olarak bizler nasıl bozuluruz. Nasıl gözümüzün önüne bakmayız. Bizleri toplumumuzu bozacak yapımlar söylemler eğlence gibi görünen Türk toplumunun anane- gelenek göreneklerini ahlak yapısını bozan yozlaştıran programları nasıl kabul ederiz. Hep de genç kuşakların kalbini beynini yıpratmak. Bu gün günümüz de saygısızlık, hoşgörüsüzlük, asabiyet, atasına bile bir bardak suyu bile kendin al diyecek kadar yozlaşmış gençlik. Türk gençlerinin moda diye genç kızlarımızın tayt denmeyecek kadar kilotlu çorapla dışarı çıkıyorlar ben anne ve babalarda ararım sucu. Neden teşhir ey genç kızım ey delikanlım zaten genç ve çok güzellersiniz. Bu acaip kılık kıyafet nedir size getirisi nedir. Dejenerasyona uğramış toplumların o sizin muhteşem geleneğinizi, bozmak isteyenlere neden pirim inanın hiç güzel olmuyorsunuz. Kendiniz olun lüften. Geri getirin güzelliklerimizi. Neden eski filimler eski şarkılar bu gün çok değerli, çünkü biz varız orada özümüz var. Sevgi var aşk var saygı var. Düşünün bir kere.
Haberler de tecvit pilavı gibi şu cinayet şöyle işlendi, şöyle oldu böyle oldu, dehşet, vahşet, şu hayvana bu işkence eziyetler. Tecavüzler büyük küçük kadın çocuk artık kundakdakilere indi uyuşturycu batağı, soygunlar, nasıl yapıldığını gösteren haberler, kadın çinayetleri saymakla bitmiyor. Piskopat ve kötü ruhlu kötü davranışa meyilli insanlar uygulamaya kalkıyor. Artık özümüze dönelim Allah aşkına bize yakışmayan birçok şeyler yaşanıyor. Devlet, adalet bu kadar yaptırımdan uzak mı. Baş edemiyor mu. Her şey aileden başlar, eğitimle devam eder. Tertemiz tolum için kolları sıvayalım kötü oluşumlardan toplumumuzu canlarımızı uzak tutalım. Devlet tedavi mi ettiriyor nasıl bir yöntem bulurlar oda büyüklerin işi.
Her şeyden önce bazı televizyon programlarından başlayalım;
1-Evlendirme Programlarını kaldırsınlar
2-Yemek yarışmalarını kaldırsınlar
3- Ben Bilmem Eşim Bilir.
4- Çok saçma vurdulu kırdılı silahlı dizileri her şeyi normal görmeye başlıyor gençler.
5-Haberlere biraz sansür gelsin. Vs.
6- Kesinlikle komiklik dahi olsa Türkçenin bozulmasına izin vermemek.
Bu programları ailelerde izliyorlar çoluk çocukla. Sonra çocuklar başrol oyuncusu oluyorlar. Ne kadar kötü özellikler varsa alıyor o genç tertemiz beyinlere işleniyor. Bizler ilimde bilimde insanlıkta ve sanatta, maneviyatta yetiştirmeliyiz. Geleceğimizin toplumunu oluşturacak yavrularımızı.
Evlendirme programları kesin kalksın çünkü hiçbir mahramiyet yok hitaplar çok kötü insanların paragöz olması her şeyi yaptırıyor demek ki. Hoş değil.
Yemek yarışmaları; insanlar bir lokma ekmeğe muhtaçken biri para kazanacak diye Allah’ın nimetlerini beğenmeyip burun bükenler, gelinleri hor gören asla uymaz. Kin ve nefret uyandırıyor.
Ben Bilmem Eşim Bilir,; Orada da öyle saçma sapan konuşmalar kadın mı üstünlük sağlıyor, erkekler mi o bağırma çığır o ne öyle toplum önünde saygısız davranışlar yatak odasında söylenmeyecek sözler hitaplar. Çok yanlış yalan yamalak uydurma geçmişler anlatılarak hem kendilerini aşağı düşürüyorlar. Hem de insanlara yanlış mesajlar veriliyor. Böyle bir eğlence olamaz. Herkes çok iyi biliyor.
O diziler; Ne kadar adam öldürürsen ne kadar silah kullanırsan, ne kadar argo ne kadar ters ve korkunç bakarsan yengeç gibi gidersen o kadar pirim yapıyor.
Hemen uygulamaya geçiyor gençler, lütfen bu kötülüğü bu gençlere bu topluma yapmayın. Toplumu onaracak derleyip toparlayacak programlar yapın. Bilgi yarışmaları yapın evet eğlence programları yapın ama toplum ahlakına ve geleneklerimizi ve Türkçemizi bozmadan yapın. Adamlar başka bulamadı kara Cuma diye bir şey çıkardılar fitne hiç durmuyor. Bu güzel nesli bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Cuma bizim mübarek, hayırlı bir gün iken onlar alttan alttan kara Cuma deyip, inancımızı yıpratmak para kazandırmak istiyorlar indirimler sağlıyoruz diye. Cumartesi, Pazar niye demiyorlar. Haftanın o gününü mü bulmuşlar ?
Uyanalım artık yazık oluyor bitirmeye çalışıyorlar. Peygamber efendimizin ümmetini. Övgüsüne mazhar olmuş Türk Milletini milli manevi duygularımızı yok etmeye çalışıyorlar fırsat vermeyelim.
Bu vatan şehitlerin kanıyla kuruldu. Hala da devam ediyor onlar kanıyla, canıyla bedel ödemişlerse bize de Atatürk ilkelerine bağlı olarak korumak boynumuzun borcu. Başka vatan, devlet yok, başka millet başka bayrak yok. İstiklal Marşimız nasıl çıktı ortaya mekanı cennet olsun Mehmet Akif Ersoy. Allah bu vatana millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın. Yurdumuzu dört bir yandan kuşatmaya çalışan düşmanlardan Allah korusun asla muafak etmesin. ’’ NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’’
Başka bir yazıda buluşmak üzere hoşça kalın mutlu kalın.


ŞİMAL YILDIZI..
21.01.2020