Nasıl su hırsızlığı yapılıyormuş anlatayım size.. Öncelikle insanlar ölürken,   yanında bir kefen götürebilirlerse ne ala. Bir de mezarınız olur. Hani dua   gönderenleriniz varsa ne mutlu size.   Bir bahçe düşünün içinde doğal kaynaktan su çıkan bahçesinde her türlü meyve   ve ağaçları olan; kavak, gürgen, meşe, kiraz ağaçları fındık ağaçları, elma,   şeftali, erik, dut ağaçları bulunan şirin bir bahçe düşünün. Kırsal bölgede   yaşamını kolaylaştıracak atı, eşeği tavuğu horozu köpeği vs. vardı. Cennet   gibi bir yer. 15- 20 yıl böyle sürdü.   Bahçe sahibi bir müddet sonra hastalandı ve Rahmanı Rahmete kavuştu. Allah   mekanını cennet eylesin. Bahçenin seyvanın da sabahları kahvaltı etmek ömre   bedeldi. Tam 12 yıl böyle. Anıları hala yaşıyor. Çocukları gidip geldiler   bahçelerine. Kıyamıyorlardı ata topraklarıydı.   Gün gelir de o kaynak suyu değerlendirmeyi düşünüyorlardı. Bahçe sahibi aşağı   bahçelerin sulanması için de zaman zaman suyu salardı komşu bahçelere. Bir havuz   oluşturarak sırayla sularlardı bahçelerini.   Şimdi durum bambaşka hemen komşu bahçenin sahibi hacı amca; bahçe sahibinin   ölmesini fırsat bilip, sahipsiz sandığı bahçenin suyunu nasıl çalıyor.?   Kurnaz hacı fırsatı değerlendiriyor kimseye sormadan kimsenin haberi olmadan   kapalı olan üstü beton kapakla örtülü olan suyun gözüne kocaman bir boru ile   alıp, yığın duvarının içine boruyu gömerek kendi bahçesine suyu götürüyor ve   öbür dünyaya faydası olsun diye hayrat çeşmesi yaptırıyor. Alnı secdeden   kalkmayan hacı. Benim gerçek inançlı mümin insanlara saygım sonsuzdur.   Sonuçta bizim dedelerimizde mollaydı bizde molla torunlarıyız. Biri de   pınarın gözüne hortum atıyor oda öyle götürüyor ihtiyacını görüyor.   Ne olur! Allah rızası için de bir damla su düşürün bahçeye bir ağacın dibine   biraz su salın sulayın. Ama yok bütün o cennet misali bahçe çöle dönmüş bütün   ağaçlar kurumuş ve kim kesiyor bilmiyorum ama teker teker ağaçlar kesiliyor.   Buna yürek dayanır mı bir ağacı ha yakmış kurutmuşsun ha susuz bırakıp   kurutmuşsun bir ağaçı yok etmek bir insanı öldürmeyle eş tutuluyor. El   vicdan.   Zerre kadar mütessir değil. Pişkin ben bu hacı amca için ne yapayım siz   söyleyin. Çaldığı suyla hayrat çeşmesinin sevabı ölünce ona mı gider yoksa   atalarımın ruhuna mı gider. Kuruyup gazel olmuş ağaçların ahını alacak hem de   çookk. Onun yaptığı kin garez fesat işlerle günahlar onunla gidecek. Buyur   şimdi istediğin kadar hayrat yap sakalını sıvazla gururla. Hesap sahibi   soracaktır unutma. Giremeyeceksiniz o cennet kapısından içeriye...   

  
GİREMEZSİNİZ O KAPIDAN../ Müzeyyen KESKİN
*
Bekir ağanın gözü, bahçesi olmuş talan
O emekler sararıp, solmuş bak dünya yalan
Sahipsiz sandığın yer, HAK’tır sahibi olan
Cennete girmek için sen kapısında dolan.
*
Can atalarım çıksa da sonsuz yolculuğa
Çıkacaksınız elbet, bu ahla sonsuzluğa
Hey!. Hacı Rabbe ayan, amel düzenbazlığı
Cennete girmek için sen kapısında dolan.
*
 Allah’dan reva mıdır, yeşil bağı öldürmek
Bahçemizdeki suyla, bahçene hayrat yapmak
Ağaçlara bir damla, su vermeden götürmek
Cennete girmek için sen kapısında dolan.
*
Yeşili ateşle ha, susuz koyup yakmışsın
Sınırları aşıp mal, sokup yakmış yıkmışsın
Köylü milleti başa taç derken yok etmişsin
Cennete girmek için sen kapısında dolan
*
Bir gün yaptıklarınız, hesaba çekilecek
Sorgu meleği anlat, amelini diyecek
Sükut edecek dilin, yerin belli diyecek
Cennete girmek için, sen kapısında dolan
*
Emanettik Mehmet ve Gürsün’ün hanesine
Cafer hoca ceviz de, çay demlenir her sene
Keskin Ozan’ım daldım, düşe ağlıyor sine
Cennete girmek için sen kapısında dolan
*
Müzeyyen KESKİN
Şair
Esençay/01.10.2019