Hacettepe Çocuk Hastalıkları Bölümü'nde benden iki yıl kıdemli idi. Bizim dönemde başasistanlık bir yıl öne alındı. Başasistanlığımın birinci günü nöbeti Nesrin ablamdan devir almıştım. Tatil günü olmasına rağmen öğlene kadar hastanede kalmış, bana yardımcı olmuş, heyecanımı yatıştırmıştı.

 Türk Çocuk Nefrolojisi'nin en büyüklerindendi. Çok iyi bir hekimdi. Askere giderken onlarca hocam, arkadaşım arasında çocuğumu ve ailemi ona emanet etmiştim.

 1989 yılında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 40 günlük görevimizde birlikte idik. Kaldığımız lojmanda Türk Çocuk Nefrolojisi Derneği'nin tüzüğünü birlikte yazmıştık. Ankara'ya döndüğümüzde derneğin kurucu üyesi olmamı istedi, kabul ettim.

1984 yılı son ayları yandal uzmanlık yasası çıkmış ama uygulaması yoktu. O Çocuk Nefroloji, ben Çocuk Onkoloji uzmanlık eğitimi için aynı günde başvurmuştuk . Türkiye'de  Nesrin abla Çocuk Nefroloji, ben Çocuk Onkoloji'de  tez yaparak yan dal uzmanı olan ilk kişiler olmuştuk.

1993'de İzmir DEÜ'ye giderken bana gümüş renginde bir zarf açacağı hediye etti. 29 yılda defalarca kaybettim. Her defasında bulunmuştu. Bir defasında İzmir Konak Meydanı Saat Kulesi çevresinde kaybettim. Yaklaşık bir ay sonra üniversitedeki masamın üzerinde idi. 4 ay kadar önce baş kısmı koptu. Öyle kullanmaya devam ediyorum. Bugünden sonra kıymeti bir başka olacak.

Mükemmel bir hekim, iyi bir insan, iyi bir akademisyen, vefalı bir dosttu. Kronik ve yıpratıcı hastalıklarla geçen son yıllarında aralıklı görüşür, eski yılları yad ederdik.

Türk tıbbı, Türk Çocuk Nefrolojisi, Hacettepe çok büyük bir değerini kaybetti. Hepimizin başı sağ olsun.  Mekanın cennet, yolun ışıklı olsun.