Anlatamıyoruz...

Anlatamıyoruz. Yanımda mısınız! Çağrısına milyonlarca mesaj ile Yanındayız...diyenler lâl oluyor.

İdeolojik duruş, katı güvenlikçi politika yapıcılar, sokağın dilinden bi haber sade seçmen, bu seçmeni karşısına almak istemeyen siyasi aktörler...küçük dünyalarında konfor, şöhret ve alkışa alışık adamın dibisin naralarını duymak bağımlısı politikacı...

Yukarıda anlattığım CHP seçmeni ve politikacılarının düştüğü tuzak.

Yüzde 25 cam tavanı kıramıyoruz. Elbette az değil. Ama yetmiyor. Cam tavandan yüzde 75'i görüyor ancak yanımıza gelmelerini ikna edemiyoruz.

Yanımıza gelmelerini ikna edemez iken, yanlarına gitmek istediğimizde cam tavanın kırılması gerekiyor. Cam tavanı kırmaya çaba harcadığımız da altta bir homurtu.

Kemal Kılıçtaroğlu'nun türban özgürlüğünü Kanuni güvenceye alma teklifi muhteşemdi. Karşı mahallenin ayarını bozdu...

Bilmiyordu mu karşı tarafın el yükseltip Anayasal güvence altına alalım teklifi ile geleceğini. Biliyordur.

1980'lerden 2013 yılına kadar sağ politika yapıcılarının siyasi malzeme olarak kullandığı baş örtüsü,  son 12 yıldır CB'nin garantölüğünde sorun olmaktan çıktı.

Siyasi atmosfer tekrar ısınırken tekrar Demoklas'ın  kılıcı gibi sallandırılmasının bitirilmesi gerekiyor.

Chp'nin başörtüsü dahil onlarca konuda hata yaptığını ve özür dilemesi muhteşem bir duruş.

Kanayan yaraların sonsuza kadar tedavi edilip iyileştirilmesi gerekiyor.

Akp'nin Kanuni değişiklik yetmez! Anayasa güvence altına  alalım. El yükselten çağrısını, Cemevlerinin statüsünü de Anayasa güvenceye alamım yanıtı ikinci defa muhteşemdi.

Hata yaptıklarını kabul edip özür dilemesi, helallik istemesi emin olunuz halk yığınlarında karşılık bulacaktır.

Bu söylemini oy kaygısı ile yapmıyor olmasıda bir başka kıymetli nokta. Akp'nin  biz gidersek tekrar yasak gelecek! iddia ve söylemlerinin altının boşaltılması, özgürlük ve insan hakları açısından ülkemizi başka bir iklime taşır...

Hatta başörtüsü, cemevleri statüsünün yanında Kürtçe konuşma, tabela asma ve Kürtçe'yi yaşatma önündeki engellerinde Anayasal güvence altına alınması güzel ülkemizde birlikte yaşama arzusunu artıracaktır.

Şimdi sırasımı bunların diyenlere; bu ülke en demokratik dönüşümleri kriz zamanlarında yaparız.

Ekonomi bu kadar kötü iken merak etmeyin, kaynamayan tencerenin  götürmeyeceği iktidar yoktur.

Hiç bir hak ve özgürlük ötelenmeyecek kadar değerlidir.

Lütfen anlatınız...