Padişah, baş vezire sormuş:

- ‘Eğitim mi önemli, karakter mi?’

Vezir hemen cevap vermiş:

- ‘Karakter önemlidir sultanım!’

Padişah, memleketin her yanına tellallar göndermiş.

Padişah, baş vezire sormuş:

- ‘Eğitim mi önemli, karakter mi?’

Vezir hemen cevap vermiş:

- ‘Karakter önemlidir sultanım!’

Padişah, memleketin her yanına tellallar göndermiş.

Padişah sormuş:

- ‘Bir kedi’ye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?’

- ‘Altı ayda öğretirim padişahım!’

Aradan altı ay geçmiş. Eğitici huzura alınmış. Padişah sormuş:

- ‘Öğrettin mi?’

- ‘Öğrettim padişahım!’

Saray erkanı toplanmış. Hünerli kedi elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış. Tam baş vezirin önüne geldiği zaman padişah sormuş:

- ‘Ey vezir! Söyle bakalım, eğitim mi önemlidir, karakter mi?’

Vezir, padişahın sorusuna cevap vermeden önce, kaftanının altında hazır tuttuğu bir fare’yi yere bırakmış. Kedi, fareyi görünce tepsiyi attığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış. Altı aylık eğitim de boşa gitmiş.

Vezir, padişahın sorusuna cevap vermiş:

- ‘Karakter önemlidir padişahım.

Önünde bir fare gördüğünde her şeyi unutan bu kedi gibi, eline bir fırsat geçtiğinde çıkarının peşinde koşan, insanlardan korunmamız dileğiyle...

Fatih Erbakan, 14-15 yaşında kız çocukları evlendirilebilir diyor. Ya kendi kız çocuğun sorusuna hayır yanıtını veriyor.

Bütün çocuklar imam-hatip okulunda okusun diyorlar. Kendi çocukları değil.

Bütün fakirler cennet ile müjdelenmiştir diyorlar. Kendileri değil.

Kadın çocuk doğursun, kırsın dizini evinde otursun diyor. Kendi eşleri değil.

Karakter önemli.