650.000 ailenin damı başına yıkıldı.

Milyonlar açıkta. Yarınsız.

Seçim var. Milyonların tartısında yüz binler.

Kulaklarınızı sağır edercesine! Gözlerinizi yumup baksanız da, çığlıklara lâl olamayacaksınız.

Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır.

TOKİ bu depremde en başarılı çıkan kurum. İşimizi doğru yaptığımızda oluyor demekki.

Şimdi 650.000 konut yapılacak. Ev sahipleri bireysel ev yaptıklarında 23 kişi ve/veya kurumdan uygunluk onay imzası ile inşaa ettikleri binalardan oturum izni alır.

Oturum izni...Bu konutta otura bilir, uyuya bilir, yaşaya bilirsin demek bu.

Oturum izni verilen 650.000 konup yıkıldı. Hem de uygundur iznine rağmen yıkıldı. Resmi 50.000 insan öldü...

Kime güveneceğiz!

Oysa 23 imza karşılığı oturuyorlar, yaşıyorlardı en güvenilir damlarında.

50 bini aşkın insanın mezarı oldu sıcak damları...

Konut dokunulmazlığı anayasa teminatında.

İnsan onuruna yakışır konut sağlamakla görevli devlet.

Hem en hızlı, en güvenli yerde, en kaliteli...illede hemen.

Neden devlet yapsın ki.

Kusurlu devlet.

Bakınız Toki'de kusur yok. TOKİ yıkılmadı. Ama devletin 23 defa imza attığı konutlar yıkıldı.

CB Erdoğan hükümet etmesi sebebiyle 250.000 konut temeli atıyoruz. Bir yıl içinde teslim edeceğiz diyor...iki yıl ödemesiz, yirmi yıl ucuz kredi ile ödeyeceksiniz diyor.

CB adayı KILIÇTAROĞLU el yükseltip biz de bir yıl içinde tamamını inşaa edip bedava teslim edeceğiz dedi.

Sayın Kılıçtaroğlu'nun bu söylemi millet ittifakı tarafından yeterince sahiplenilmediğini görüyorum.

Vekil adaylarımız bile kare fotoğraf derdinde. Halka anlatmıyorlar.

Her iki şekilde de 104 milyar dolar kaynak gerekli.

Her iki şekilde de tüm konutlar yardım paraları ve hazineden karşılanacak.

Her ikisi de depremzedelere verin parayı size ev yapacağım demiyor.

Her şekilde 650.000 konut hazineden karşılanıp teslim edilecek.

Sayın Erdoğan 20 yılda ödeyeceksiniz.

Sayın Kılıçtaroğlu beş parasız vereceğim diyor.

Depremzedelere anlatsanıza arkadaşım.

"Bir derdime baktım, bir de şu küçük kızın derdine .

Önce derdimden utandım, sonra kendimden.

Bu nasıl bir dünya."