Döke saça taşısak, toplayıp tartsak.
Bir gram demir mi, bir kilo pamuk mu ağır gelir desek.
Elbette demir diyesim var. Ama bir kilo pamuk dedim...
Yine de demir ağır gelir.
Ben başbakan olacağım. Ben başbakan olacağım. Kırk kere söylersem başbakan olacağım diye olur muyum?
Keşke söylemek ile olunsaydı. Sayın Meral Akşener'in sözleri. Stratejisi Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteminin toplum katmanlarına anlatılmasında iyi bir başlangıçtı.
Altılı masanın, beş üyesinin siyasi gelecekleri Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olması, hem cumhurbaşkanı seçilmesi hem de mecliste 360 üzerin sandalye kazanması üzerine kurulan bir strateji...imkansız mı? Hayır. Mümkün mü? ...
Şu ana kadar Kılıçdaroğlu'nun şahsi oyu anketlerde yüzde 50+1'i gör(e)medi.
Akşener başbakan olduğunda Kürtlerin başbakanı olmayacak mı?
Cumhur ittifakının iki ortağı da HDP'yi kapatmak isteğini tekrarlarken, Akp'nin anayasa değişikliği için Hdp ile görüşmesi ve Bahçeli'nin bu görüşmeyi olumlu bulması ortada iken Akşener ne yapmaya çalışıyor!
Hadi Hdp'nin desteğini istemiyorsun, büyük çoğunluğu seçmeni olan Kürtlerinde mi oylarını istemiyor. Aslında başka bir senaryo çiziyor. Dillendirmek için erken...
Babacan ve Davutoğlu'nun siyasi gelecekleri Kılıçdaroğlu'nun aday olmasına bağlı.
Türkiye'nin demokratik geleceği de millet ittifakının kazanmasına.
Altılı masadaki tüm liderler biliyorlar ki hata yapma lüksleri yok.
Akşener ve Ağıralioğlu' nun söylemleri seçmen tabanında büyük bir ümitsizlik yaratıyor.
Her gün üçer beşer şehit geliyor.
Seçmende güvensizlik, korku yer eder iken kafa karıştıran söylemlerden kaçınmak gerekmez mi?
Cumhur ittifakının seçim stratejisi belli artık. Savaş, enerji, güvenlik eksenli politikalar, otoriterleşme...Yeter ki yoksullaşma, hukuksuzluk, son kırk yılın en yüksek yüzde 180 enflasyon, yüzde 25 genç işsizlik, israf, ana parayı geçen faiz ödemesi konuşulmasın...
Döke saça kazanamayız.
Her iki ittifak yüzde 44-45 lerde pata.
Sınırsız borçlanma ile çöken ekonominin dayanılmaz sonuçlarını seçmene umut vererek ve inandırmak zorundayız.
Seçmenin bildiklerini, yaşadıkları yoksullaşmayı yüzüne söyleyerek çıkamayız.
Döküp saçmayınız.
